BU KAHVE 20 KİLOLUK TOKMAKLA GÜNDE 10 BİN KEZ DÖVÜLEREK HAZIRLANIYOR

Nilgün KAYA

Ayvalık ilçesindeki Cunda Adası’nda yaşayan Ferit Toprak (40), taştan yapılan havandan adını alan ve dövülerek hazırlandığı için zahmeti ile bilinen dibek kahvesini, her gün 20 kilo ağırlığındaki bir tokmakla, 10 bin kez vurarak hazırlıyor.

Havanda dövülüp, ateşte pişirilen, farklı aromaların buluştuğu bir lezzet olan dibek kahvesi, Cunda Adası’nda bir kahvede, Ferit Toprak tarafından gün boyu süren zahmet ve emekle hazırlanıp müşterilere sunuluyor. Ferit Toprak, Türk kahvesine göre biraz daha kıvamlı, biraz daha hacimli ve toz taneli değil iri taneli olan dibek kahvesi için her gün, 20 kilo ağırlığındaki tokmağı taş havanda 10 bin kez kaldırıp indiriyor.

210 YILLIK TAŞ HAVANDA 7 YILDIR KAHVE DÖVÜYOR
Cunda Adası’nda, taş havandan çıkan sesi merak eden tatilciler, dibek kahvesi hazırlayan Ferit Toprak’ı ilgiyle izliyor. Kimi vatandaş hatıra fotoğrafı çektirirken, kimi vatandaş ise nasıl yapıldığı hakkında bilgi aldığı dibek kahvesini 20 kiloluk tokmakla dövmeyi de deniyor.

HER GÜN 10 BİN KERE TOKMAKLA DÖVÜYOR
Cunda Adası’ndaki yetiştirme yurdunda büyüyen, Yunanistan’da gemilerde çalışan, yurda döndüğünde de gemilerde çalışıp adada turistleri gezdiren Toprak, dibek kahvesinin nasıl hazırlandığını göstermek için turistleri getirdiği bir gün, kahveyi yapan kişinin işi bıraktığını öğrenince, havanın başına geçtiğini ve o gün bugündür dibek kahvesi dövdüğünü belirtti. Dibek kahvesinin Cunda Adası’ndaki ustası Ferit Toprak, “İki çocuk babasıyım. Bu işi 7 senedir yapıyorum. Aynı zamanda kaptanım. Her gün 10 saatte tamı tamına 10 bin kez vurarak yapıyorum. Sayarak yapıyorum. Sporu sevdiğim için severek yapıyorum. Kahve burada Cumhuriyet’in kuruluş dönemlerinden beri var. Osmanlı zamanından gelen gelenek. Dibek taşımızda Girit Adası’ndan mübadele ile gelen atalarımız tarafından getirilmiş. Türkiye’de bizden başka yapan yok. İçmenizi tavsiye ederiz. 20 kilo kromdan yapılma bir tokmak kullanıyorum. Aslında ağır değil ama devamlı yapıldığında bayağı ağırlaşıyor. 10 bin kere vurmak her babayiğide has değil. Çünkü çok kişi geldi yaparım diye ama bir gün geldi sonra gelmedi. Cunda’yı terk ettiler” dedi.
‘BU KAHVENİN 50 YIL HATIRI OLMALI’
Dibek kahvesinin tadına bakan ve dövmeye çalışan tatilci Erkan Daşdemir, adada gezerken şans eseri kahve yapımına şahit olduklarını belirterek, “Ayvalık’a gelmişken Cunda’ya uğramadan olmaz dedik. Sokaklarda gezerken tarihi bir mekân dikkatimizi çekti. İçeri girdiğimizde tarihi bir vaka ile karşılaştık diyebilirim. Yaklaşık 200- 300 yıllık taş dibeğin içinde kahve döverken izlemek çok enteresandı, farklı bir deneyimdi.  Nasıl bir durum, aşağı yukarı nasıl bir ağırlık olduğunu anlamaya çalıştım. Elime aldığımda ciddi bir ağırlık olduğunu gördüm; 20 kilo. Sabah 8’den akşam 8’e bu işi yaptığını, 10 bin kez vurduğunu öğrendik. Kahvenin 40 yıl hatırı var durumu tam burada kıyafet buldu kendine. İçtiğimiz sırada kahvenin 40 yılsa hatırı, bunun 45-50 yıl hatırı olduğunu düşünüyorum. Çok keyifli bir deneyimdi. Usta ile konuşurken başka bir örneği olmadığını öğrendik. Saygı duyduk, emeğine. Çok keyifli bir deneyimdi” diye konuştu.
Erkan Daşdemir’in eşi Pınar Daşdemir de “Ailemle buraya tatile geldik. İlgimizi çekti. Çok yoğun emek isteyen bir iş. Hayran kaldık, gururlandık. Bunun geleneksel bir şekilde devam etmesi çok hoşumuza gitti” dedi.

PAYLAŞMAK
Önceki İçerikETKİNLİK
Sonraki İçerikEBRU SERGİSİ