BALKANLARIN DÜNÜ BUGÜNÜ ELE ALINDI

Nilgün KAYA

Ayvalık Tatları ‘İki Yaka Bir Hikâye’ başlıklı festival kapsamında düzenlenen konferansta; Balkanların dünü ve bugünü ele alındı.

Ayvalık Belediyesi, Giritliler Derneği ve Ayvalık Tatları Grubu işbirliğinde 3. kez düzenlenen Ayvalık Tatları festivali kapsamında Sanat Fabrikası’nda gerçekleştirilen Konferans, Ayvalık Belediye Meclis üyesi Halil Gür moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) Avukat Özcan Pehlivanoğlu, Yazar Hüseyin Adıgüzel ve öğrenci Bülent Kozak’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansta Balkanların dünü ve bugünü ele alındı. Konferans açılışında Belediye Başkanı Rahmi Gençer, “Biz Türkler bütün güzellikleri alıp getirmişiz buraya ama bu kültürü yaşatmak için yapılan bu etkinlikler çok önemli. Türkiye Cumhuriyet’e mübadil aileler laik cumhuriyete ve Başkomutan Atatürk’e çok sahip çıkmışlardır. Göç yaşayan o sıkıntılı günleri yaşayanların torunları bu ülkeye sıkı sıkı bağlanmışlardır. Çünkü hepimizin bu sıkıntılı günlerde yapacağı başka bir şey yok. Birbirimizle beraber el ele bu sıkıntılı günleri geçireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti bir damla toprağını kaybetmeden ve kuruluş felsefesinden dışarı çıkmadan ilelebet bu mübadil aileler, bayrağına ve Atatürk’e bağlı insanlar tarafından korunacağına inanıyorum” dedi.

“SUYUN ÖTE YAKASINDAN ATATÜRKLE GELDİK, ONUN İÇİN FARKLIYIZ”

Ayvalık’ın mübadelede nüfusu tamamen değişen ve farklı yerlerden gelen insanların oluşturduğu bir kent olarak çok farklı bir yeri olduğunu ifade eden ve Ayvalık’ın Cumhuriyet’in sentezini yaptığına dikkat çeken Halil Gür, “Türkiye’nin bu şartlarında burada buluşan insanlara yönelik söyleyişler var. Deniyor ki Suyun öte yakasından gelenler. Biz suyun öte yakasından Atatürk’le geldik. Onun için farklıyız. Günümüz Türkiye’sinde mübadillik ruhunun ön plana çıkarması gereken konu budur. Biz bir tarihi mirasın, tarihi acıların torunları olarak bu duyguda isek, bu duyguda bizi günümüz Türkiye’sinin, tehlike altında olan Türklük ve Türkiye’sinin çıkışında mihenk taşı yapacaktır” dedi.

“BALKANLAR DA YAŞANAN DURUM MUSUL-KERKÜK’TE YAŞANAN DURUMA BİREBİR BENZİYOR”

‘Balkanlar meselesini konuşurken konunun dönüp dolaşıp siyasete geldiği’ ne yönelik cümlesi nedeniyle Tarihçi İlber Ortaylı’ya hak verdiğini belirten Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) Avukat Özcan Pehlivanoğlu,” Kuvay-i Milliye’nin cephesidir bugün burası. İfade edeceğim bazı düşünceler rencide edebilir, kızdırabilir. Kızmayın. Balkanları konuşurken siyasete dokunuyor. doğru. Kuzey Irak’taki referandumun, Suriye’de meydana gelen olayların Balkanlarla ilgisi vardır. Kıbrıs’ın Başkanlarla ilgisi vardır. Siyasete dokunuyor ama gerçek. 1908 yılında Türkiye diye bir yer yoktu, Atatürk ‘Anadolu Cumhuriyeti ‘ diyebilirmiş ama batılılar Türkiye diyorlarmış hem de nereye kaybettiğimiz topraklara.  Dünya haritasında Balkan topraklarına Türkiye deniyormuş. Bu haritaları yabancılar yapmışlar. Bize Türkiye’de Cumhuriyet tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra bütün Balkanların Türkiye olduğunu anlattılar mı? Anlatmadılar. Üniversitede anlattılar mı? Milli Eğitim müfredatı anlattı mı? Anlatmadı. Biz Türkiye’nin Avrupa’da kalan kısmını kaybetmişiz. Kerkük ve Musul vilayetinde yapılan işler Balkanlar da yapılan işlerle birebir benziyor. Bunu söylediğinizde kızıyorlar ama Balkanlarda meydana gelen hadiselerle koskoca bir toprak kaybetmişiz. Bugün Musul’da yapılacak referandumla bir bağımsız devlet kururlu ve tanınırsa Türkiye’nin büyük bir bölümünü 21 ilimizi yer alan coğrafya’nın da o devlet içinde yer alacağını söylüyorlar. Balkanlar deyince Çok büyük bir toprağı konuşuyoruz. Bu toprak 550 bin km kare. Türkiye 780 bin küsur. Mukayese yapın. Koskoca bir Türkiye’yi bırakmışız yüzyıl önce. Bunu nostalji ile mutfak ve kültürle konuşamayız sadece. Hadi bu orada kaldı diyelim. Bitti, kaybettik, çekildik diyelim. Ama bize karşı yürütülen mücadele bitmedi. Fener Rum Patrikhanesi başta Ayvalık olmak üzere bütün Türkiye’de çalışıyor. Mora İsyanı ve Sırp isyanını incelemek gerek. Bütün iş 1821’de Mora yarımadasında başladı. Yunanistan bu kadar büyük değildi. Kimindi bu topraklar? Bu toprakların hepsi anamızın ak sütü gibi helal olan Türk topraklarıdır. Yunanistan Türk topraklarını alarak kurulduğu 1829 yılından itibaren Türkiye’ye karşı 3 misli büyümüştür. Şimdi adalarımızı da alıyorlar, ses çıkarmıyoruz. Başka nereyi alacaklar? Hedeflerinde İstanbul var. Adamlar bizim geleceğimize, topraklarımıza, varlığımıza göz dikmişler. 550 bin km karede 50- 55 milyon kişi yaşıyor net bir rakam veremiyoruz çünkü o ülkeler nüfus sayım sonuçlarını açıklamıyorlar, neden? Yüzyıl geçmesine rağmen kendi ülkelerinden Türk ve Müslüman toplulukları çıkar, bu sayı da yüksek sayıya ulaşır ve bu da kendilerini uluslar arası ilişkilerde sıkıntıya sokar diye ifade etmiyorlar. Ama bir gerçek bu 50-55 milyon nüfusun 12-13 milyonu Müslüman’dır Balkanlarda. 2.5-3 milyonun Türk’tür. Asimile olanları konuşmuyorum ” dedi.