RAHMİ GENÇER’DEN OTOBİYOGRAFİK VE KENT TARİHİNİ YANSITAN BİR KİTAP: “SÖZ KONUSU AYVALIK”

Nilgün KAYA

Eski Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, hem otobiyografik hem de kent tarihini yansıtan bir kitap yazdı. Tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. İlber Ortaylı’nın teşviğiyle yazdığı ve ‘Söz Konusu Ayvalık’ adını verdiği kitabında Rahmi Gençer, 300 yıllık bir aile tarihiyle birlikte yakın geçmişte yaşanan sosyal ve siyasal gelişmeleri anlatıyor.

Ayvalık’ı yakından tanıyan, Ayvalık Ticaret Odası ve Ayvalık Belediye Başkanlığı’nın yanı sıra farklı kurumlardaki çalışmalarıyla Ayvalıklıların da yakından tanıdığı Rahmi Gençer, pandemi döneminde başlayıp 2 yılda tamamladığı kitabını, 7 Mart Pazartesi günü düzenlediği toplantı ile tanıttı.

“BU BİLGİLERİ KENDİME SAKLAYAMAZDIM”

Osmanlı Arşivleri’nde soy ağacını araştırırken 300 yıl öncesine kadar indiğini, sadece, 1786 yılında doğan ve Ayazmend (Altınova) voyvodası olan dedesinin dedesi Hacı Ömer Ağa’ya değil, onun dedesinin babasına kadar ulaştığını, sonuçta hem Ayvalık hem Altınova tarihi için önem taşıyan, değerli bilgiler edindiğini belirten Rahmi Gençer, “Bunları kendime saklayamazdım. Çünkü ciddi bir birikim söz konusuydu. Ayvalık’la Altınova’nın tarihi adeta iç içeydi. Ayvalık’ın tarihinden söz ederken mutlaka Altınova’dan da söz etmek gerekirdi. Bunun tersi de doğruydu: Altınova’nın tarihini anlatırken Ayvalık görmezden gelinemezdi. 300 yıl öncesinden günümüze uzanan bir yelpazede Ayvalık ve Altınova’ya ilişkin elimdeki -özel ve genel- bütün belge ve bilgilerle, derli toplu bir panorama oluşturmaya karar verdim. Sonuçta 2 yıl süren bir emekle ‘Söz Konusu Ayvalık’ adlı 400 sayfalık bir kitap ortaya çıktı. Alakarga yayınları tarafından yayınlanan ‘Söz Konusu Ayvalık’ta; Ayvalık, Altınova, Cunda, Küçükköy var. Savaşlar, acılar, mutluluklar, hüsranlar, sevinçler, gururlar var, Tarih, çok kültürlülük, ekonomi, politika, tarım var. Deniz, güneş, doğa sevgisi var. Zeytin, çam, spor, dostlar-dostluklar var. Maddi ve manevi değerler var. Atatürk, Cumhuriyet, kahramanlıklar, bağımsızlık, aydınlanma var. Kent ve insan birbirinden ayrı düşünülemeyeceğine göre elbette “insanlar” var.” dedi.

AİLE TARİHİ, KENDİ YAŞAMI VE AYVALIK’IN SOSYAL-KÜLTÜREL YAŞAMINDAN KESİTLER

Rahmi Gençer kitabında, aile tarihinin yanı sıra Altınova’daki çocukluk ve gençlik yıllarını, bölgenin bir çiftçisi olarak uzun yıllar tarım yapan babasının bu konudaki çabalarını, tarımdaki zengin toprakların fakir insanları olmamıza yol açan hataları ve özellikle yapısal bozuklukları akıcı bir dille anlatıyor. Sonra ailece Ayvalık’a taşınışlarını, öğrencilik günlerini, ticari faaliyetlerini, Ayvalık’ta spora verdiği hizmetleri, sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarını, Ayvalık Ticaret Odası’nda dokuz yıl boyunca yaptığı Yönetim Kurulu Başkanlığı dönemini, o yıllarda gerçekleştirilen Ayvalık zeytinyağına coğrafi işaret alınması, hasat günlerinin başlatılması, Türkiye’nin ilk Uluslararası Zeytinyağı Duyusal Analiz Laboratuvarı’nın kurulması gibi yenilikleri anlatıyor. Sonra 2104-2019 yılları arasındaki belediye başkanlığı döneminden söz ediyor. Bu bağlamda, doğduğu kente hizmet etmenin mutluluğunu vurgularken, Ayvalık’ın doğasına sahip çıkma adına verilen mücadeleleri anlatıyor. Bütün bunları paylaşırken Ayvalık’a değer katan pek çok insanı sevgi ve saygıyla selamlamayı da ihmal etmiyor. Kitabın sonunda Osmanlı Arşivi’nde ulaşılan belgeler ve Gençer ailesinin soy ağacı da yer alıyor.

“ULUSAL KİMLİĞİMİZİN ŞEKİLLENMESİ YOLUNDAKİ EN BÜYÜK EKSİĞİMİZ AİLE TARİHLERİDİR”

“Söz Konusu Ayvalık”a yazdığı önsözde Prof. İlber Ortaylı’nın dediği gibi, “Türk tarih bilincinin, ülkemizin ve ulusumuzun tarihinin anlaşılıp ulusal kimliğimizin şekillenmesinde katkı sağlaması gerekir. Bu yoldaki en büyük eksiğimiz de hiç şüphesiz ki aile tarihlerimizdir.” diyor.

“BU KİTABI YAZARKEN GÖRDÜM Kİ; TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR”

Rahmi Gençer, Bülent Şentay ile birlikte 7 Mart günü, Süner Pasajında yaptığı tanıtım toplantısında, “Ayvalık’ta Tarih Öğretmenliği yapan Ömer Erdem hocamızın1990’lı yıllarda Altınova’nın tarihi çalışmasına destek vermiştim. Bu çalışmada yer alan evraklar arasında benim ailemle ilgili evraklar da vardı. Pandemi döneminde, hayatım boyunca hep birşeylerle meşgul olmuş biri olarak bu evraklarla ilgilenirken, evrakları Prof. İlber Ortaylı’ya gösterdim. ‘Bu bir şehrin hafızasıdır. Senin de aldığın görevler var. Bunların hepsini kapsayacak bir kitap yaz. Yaşadığın dönemi anlatmak önemli yazılı tarihe girer’ diyerek beni teşvik etti. Bulduğumuz belgeleri Türkçe’ye çevirip, Bülent Şentay’ı aradım. Yardımcı olmayı kabul etti ve biz birlikte 2 yıl önce çalışmaya başladık. Anılarımı, hikayelerimi, gördüklerimi, bildiklerimi belgelerle birlikte olmak kaydıyla kayda aldık. Bu süreç 7-8 ay sürdü. Ham olarak kitabın şekli çıktı. Tekrar tekrar gözden geçirdik. Bir şehrin tarihini ve otobiyografiyi anlatmak kolay değil. Hatalarımız, eksiklerimiz olmuştur. Bu kitabı niye yazdım? Hayatım Ayvalık’ta geçti. Onun için adını ‘Söz Konusu Ayvalık’ koydum. Birçok kurumda başkanlık ve yöneticilik yaptım. Yaşadığım birçok hikaye var Ayvalık’la ilgili. Ayvalık’ın tarihine de meraklıyım. Bülent Şentay da Ayvalık Cumhuriyet tarihi ile ilgili dokümanlar toplamış. Bu kitapta Altınova’nın tarihini görebilirsiniz. Altınova’nın Türk tarımı içinde ne kadar çok olduğunu, Türkiye’nin tarımını ve sorunlarının ne olduğunu anlattım. Ayvalık’ın Cumhuriyet tarihini, Ayvalık tarihine yön veren insanları görebilirsiniz. 300 yıllık tarihi anlatırken ailemin o süreçte yaşadıkları ve gördüklerini, Osmanlı’nın Cumhuriyet’in yaşadıklarıyla birleştirdim. Bunları yaparken gördüm ki; Tarih tekerrürden ibarettir. Hepimiz tarihten ders almalıyız. En başta da ülkeyi önetenlerin ders alması lazım. Bugün yaşadığımız ne varsa Osmanlı onu yaşamış.” dedi.

Tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. İlber Ortaylı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki çok sayıda önemli belgeye ulaşan tarih araştırmacısı ve eğitimci Ömer Erdem, belgelerin tümünü günümüz Türkçesine çeviren Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Zeynep Aycibin, editör Bülent Şentay ve kitap hazırlanırken her zaman yanında olan eşi Yasemin Gençer’e teşekkür etti.