“Bugün 21 Şubat, Dünya Anadili Günü”

Nilgün KAYA

21 Şubat Dünya Anadili Günü dolayısıyla yazılı açıklama yapan KESK Ayvalık, “Araştırmalara göre dünya nüfusunun % 40’ı konuştuğu veya anladığı dilde eğitime erişememektedir.” Dedi.

Açıklamada, “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu, 1999 yılında, 21 Şubat gününü “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir. 2000 yılından itibaren de kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla anadilinde eğitim hakkı güvence altına alınarak “21 Şubat Dünya Anadili Günü” kutlanmaya başlanmıştır.

UNESCO verilerine göre dünyada yaklaşık 5 bini yerli dili olmak üzere yaklaşık 7 bin dil konuşulmakta ve bunlardan 2000’i tehlike altındadır. BM verilerine göre dünyada her iki haftada bir dil, içinde geliştiği kültürel ortamıyla birlikte yok olmaktadır. 1950 yılından bu yana 230 dil kaybolmuş, kaybolan her dille birlikte bir kültür de yitip gitmiştir. Araştırmalara göre dünya nüfusunun % 40’ı konuştuğu veya anladığı dilde eğitime erişememektedir.

Ülkemizde de bırakalım resmi dil dışındaki anadillerin eğitim alanına girmesini, diğer dillerin varlığı uzun süre inkâr edilmiş, sistematik asimilasyon politikaları uygulanmış, hayatın her alanının resmi ideoloji doğrultusunda tek tipleştirilmesi politikalarından en çok da diller etkilenmiştir.

UNESCO’nun “Tehlike Altındaki Diller Atlası”na göre, Türkiye’de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. “Medeniyetler Coğrafyası” denilen Anadolu ve Mezopotamya topraklarında artık Kapadokya Yunancası, Ubıhça konuşulmuyor. Anadili Kürtçe, Arapça, Lazca, Ermenice, Hemşince, Çerkezce, Çeçence, Süryanice gibi dillerden olan milyonlarca çocuk anadillerinin olmadığı bir ortamda eğitim görüyorlar.

Oysa çocukların kimliklerinin ve kişiliklerinin bir parçası olarak anadilinde eğitimin önemi bilimsel verilerle de tartışma götürmez şekilde defalarca kanıtlanmıştır. Yapılan bütün araştırmalar anadilinde eğitim gören çocukların pedagojik olarak daha başarılı olduklarını göstermektedir. Kişinin kendi anadili dışındaki dillerde eğitim almak durumunda kalması pedagojik açıdan kalıcı sorunlara yol açtığı gibi buna bağlı olarak eşitsizlikleri de derinleştirmektedir.

“Yaşayan Diller Ve Lehçeler Dersi” adı altında dil dersleri seçmeli dersler şeklinde eğitim programına eklenmiş ve dil alanındaki katı inkârcı yaklaşım kısmen değişmiş olsa da anadillerin kamusal alanda, okulda, evde, iş yerinde, devlet dairelerinde, sinema, televizyonda vs. konuşma ve yazma hakkı açısından bir arpa boyu yol alınmadığı da bir gerçektir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de açıkça belirtildiği gibi, bireyin anadilinde eğitim alması en temel insan haklarından birisi olduğu kadar, bireylerin kendi anadillerinde eğitim almasının engellenmesi en büyük insan hakkı ihlallerindendir.

Dil; sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda düşünme biçimi, edebiyat, sanat, felsefe, tarih, kısacası bir kültür, bir yaşayış biçimidir. Dolaysıyla anadilinde eğitimin yokluğu tüm bunlardan mahrum kalmak, sağlıksız bir kişiliğin, toplumsal ve kültürel gelişmenin yaşanması demektir. Daha da ötesi o dili konuşan halkın yok oluşu, toplumsal hafızanın silinmesidir.

Bu nedenle asimilasyon ve inkâr temel insan haklarının ihlali ve insanlık suçu olarak kabul edilmektedir. Halkların ve dillerin beşiği olan coğrafyamızda 21. Yüzyılda dahi milyonlarca çocuğun kendi anadili ile eğitim görmesine ‘ülke bölünür’ paranoyası ile yaklaşmak ve ‘suç’ olarak nitelendirmek özünde ırkçı zihniyetten beslenmektedir. Konfederasyonumuz kurulduğu ilk günden bu yana bütün halkların dillerini özgürce kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması ve anadilinde eğitimin yasal güvenceye kavuşturulmasını savunmakta, talep etmektedir. Çocuk haklarını düzenleyen ilgili uluslararası sözleşmelerdeki maddelere Türkiye adına konulan çekincelerin bir an önce kaldırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Buna paralel olarak ivedilikle gerekli anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitim sistemimiz gerçekliğimize ve insanlık değerlerine uygun olarak çok dilli ve çok kültürlülük esasında yeniden düzenlenmelidir. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal hizmetler nitelikli, parasız, ulaşılabilir, bilimsel olmasının yanı sıra anadil esaslı çok dilli sunulmalıdır.21 Şubat Dünya Anadil Gününü kutluyoruz.” Denildi.