“KRİZ DIŞ KAYNAKLI DEĞİL EV YAPIMI BİR KRİZ”

Nilgün KAYA

Türkiye Kent Konseyleri Platformu 25.Genel Kurulu sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşıldı. Ekonomide yaşanan son gelişmeler ışığında, kooperatifçiliğin krize alternatif bir çözüm önerisi olacağını belirten Platform, “ Yaşanan ekonomik kriz dış kaynaklı olmayıp, hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda ortaya çıkmış ‘ev yapımı’ bir krizdir” dedi.

Türkiye Kent Konseyleri Platformu 25.Genel Kurulu, 5-6 0cak tarihlerinde Bursa Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Ayvalık Kent Konseyi başkanı Filiz Karayelli’nin Ayvalık Kent Konseyi adına katılım gösterdiği toplantıda, Türkiye’nin ekonomik durumu ve yerel yönetimlere etkileri ile kooperatifçilik konuları gündemdeydi.

“ÜLKE EKONOMİSİNİN ROTASINI KALICI BÜYÜMEYE DEĞİL EKONOMİK ÇÖKÜŞE DOĞRU ÇEVRİLDİ”

Ekonomist Mustafa Sönmez’in konuk olarak katıldığı toplantının sonuç bildirgesinde, ‘Yaşanan ekonomik kriz dış kaynaklı olmayıp, hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda ortaya çıkmış ‘ev yapımı’ bir krizdir. 2001 krizinin ardından uygulanan tasarruf politikaları ekonominin tansiyonunu düşürmüş ve Türkiye’nin borç verilebilir ülke statüsüne gelmesini sağlamıştır. Bu gelişmeler mevcut iktidara altın tepside sunulmuş, hem kamuya hem de özel sektöre dış borcun kapısını sonuna kadar açmıştır. On yedi yıl boyunca alınan dış borç ve dünyadaki likidite bolluğu Türkiye ekonomisinde geçici bir büyüme sağlamıştır. Dış borcun ihracata yönelik yatırımlarda kullanılması, Çin örneğinde olduğu gibi büyük bir avantaja dönüşebilir.  Ancak mevcut iktidar, dış borcu üretken yatırımlarda kullanmak yerine, tamamen iç piyasada tüketime yönelik olarak kullanması, ülke ekonomisinin rotasını kalıcı büyümeye değil ekonomik çöküşe doğru çevirmiştir. Dış borç ve sıcak para odaklı ekonomik büyümenin kalıcı olmadığı görülmüş ve ekonomik çöküşe yol açmıştır. Hükümetin ekonomideki yanlış tercihleri, ülkemizi dış borcun yeniden dış borç ile kapatılması gibi son derece tehlikeli bir çıkmaza sürüklemektedir. Bunun sonucunda yeniden uluslararası finans kaynaklarının ekonomik dayatmalarına kapı aralayacaktır. Bu yaptırımlar çerçevesinde muhtemeldir ki, merkezi hükümet gibi yerel yönetimlerin de gelirlerini arttırıp harcamalarını kısmaları gerekecektir. Yerel yönetimler açısından da bu süreç, kamu hizmetlerinde fiyat artışı, vergilerin arttırılması ve personel giderlerinde tasarrufa gidilmesi anlamına gelmektedir’’. Ekonomide yaşanan son gelişmeler ışığında çözüm önerilerimizin ulusal gündeme taşınmasında yarar vardır. Çözüm önerilerimiz; Ekonomik büyümenin dış borç ve sıcak para ile değil, öz kaynaklarla sağlanmalıdır. Dayanışmacı ekonomi modeline yeniden geri dönülmeli, kooperatifler, birlikler teşvik edilmelidir. Üretim ve ihracata yönelik yatırımlar ekonomik büyümenin merkezine alınmalıdır.’ şeklindedir.  ‘Ekonomik Krizden Çıkış Yollarından Biri Olarak Kooperatifçilik Modeli’ konulu sunumlarında Prof. Dr. Aylin Çiğdem Köne ve Kooperatifler Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi ORKoop Eğitim, Araştırma ve Dış İlişkiler Koordinatörü Ünal Örnek şu konulara dikkat çekmiştir; dünyada genellikle ekonomik darboğaz dönemlerinde dayanışmacı ekonomi modeli olan kooperatifler çözüm olarak görülmüştür. Örneğin BM, 2012 yılını kooperatifçilik yılı ilan etmiştir. ABD’de son on yılda işçi kooperatifleri on kat artmıştır. Özellikle zor zamanlarda hatırlanan kooperatifçilik, içinde bulunduğumuz kriz döneminde de yol gösterici bir çözümdür. Dünyada başarılı örnekleri mevcuttur. Piyasa ekonomisini dünyaya dayatan ABD ve İngiltere’de dahi piyasa modelinin her yönüyle uygulanması sonucunda refah ve gelir dağılımında ciddi sorunlar yaşandığı görülmüştür.  Neo-liberal politikalar, her iki ülke başta olmak üzere uygulandığı her yerde, toplam nüfusun büyük bir kısmını ayrıcalıklı azınlığın insafına terk etmiştir. Örneğin ABD’nin toplam gayri safi milli hasılasının %90’ını nüfusun %1’lik ayrıcalıklı kesimi yönetmektedir. Öte yandan piyasa ekonomisi, karlı görülmediği için sosyal hizmetlerde başarısız olunmuştur. Dolayısıyla refahın adil paylaşımı ve sosyal adaletin sağlanmasındaki başarısızlıklar, halkın ekonomiye nasıl dâhil edilebileceği noktasında insanları arayışa itmiştir.  Gelir dağılımı adaletsizliğinin ve işsizliğin önüne geçerek ekonomik istikrarsızlığı gidermenin en etkili yolu, üretilen zenginliği tabana yayacak, istihdamı sağlayacak kooperatiflerin desteklenmesinden geçmektedir. Dünyada ve ülkemizde kooperatifçiliğin son derece başarılı örnekleri mevcut olup, sayıları da gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye Kent Konseyleri Platformu kooperatifçiliğin krize alternatif bir çözüm önerisi olarak yerel yönetimlerin ve kamuoyunun gündemine taşınmasında görev alması gerektiğini belirtir ve bu bağlamda kooperatifçilik konusunda yönlendirme için kamu kurum kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve Kent Konseylerinin ilgili çalışma gurupları ile birlikte bilgilendirme, bilinçlendirme yaparak  kooperatifçiliğin doğru örnekleri  sunulmasının  önemi  vurgulanmıştır.’ Denildi.