MUMCU’YA KIRMIZI KARANFİL

Nilgün KAYA

24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar uğur Mumcu ölümünün 25. yıl dönümünde Ayvalık’ta anıldı. Evinin önünde düzenlenen törende bir araya gelen vatandaşlar, Mumcu’nun resmine birer kırmızı karanfil bıraktı.

Hain bir saldırı sonucu 25 yıl önce hayatını kaybeden Gazeteci Yazar Uğur Mumcu, Ayvalık Tapu Kadastro Sitesi’ndeki evinin önünde anıldı. Çağdaş Yaşamı Destekleme ve Atatürkçü Düşünce Derneği Ayvalık Şubeleri tarafından düzenlenen törende, Mumcu’nun evinin önüne yerleştirilen fotoğrafının üzerine kırmızı karanfiller bırakıldı.

Aralarında Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, CHP İlçe yönetimi, ADD Şube Başkanı Ahmet Üzgeç, ADD ilçe yönetimi, ÇYDD Şube Başkanı Nuray Özer, ÇYDD ilçe yönetimi, Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Gülden Sarıbaş ve dernek yönetim kurulu, Pir Sultan Abdal Dernek Başkanı Vedat Tekten, TEMAD Şube Başkanı İsa Arslan, AYKÜSAD Başkanı Yaşar Akçay, Kent Konseyi ve KASAİD Şube Başkanı Filiz Karayelli, Birleşik Haziran Hareketi, Eğitim-İş temsililerinin de  bulunduğu çok sayıda vatandaşın katıldığı tören bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

“UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ”

Töreni Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi gençlerden Gülcan Akkaş sunarken, konuşmayı Ömer Duran Yağar yaptı. Konuşmada, ‘İçinde bulunduğumuz Demokrasi ve Adalet haftasında, 24 Ocak 1993’te evinin önünde katledilen Uğur Mumcu ile birlikte, Muammer Aksoy,Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Necip Hablemitoğlu, Gaffar Okkan, Doğan Öz, Abdi İpekçi,Ahmet Taner Kışlalı,Hrant Dink gibi aydınlanma şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Sevgili Uğur Mumcu,  araştırmacı gazeteciydi ve toplumumuzun başına gelebilecek tehlikelere karşı;’bir millet böyle çöker işte’,’devletin yerini kaba kuvvet alır,susulur’,’yasanın yerini din alır,korkulur’,’yolsuzluklar,cinayetler birbirini izler, eller kollar bağlanıp götürülür’,‘vuran vurur,öldüren öldürür’ diyerek bizi uyaran Uğur Mumcu değil miydi? ‘Öldürüldük ey halkım! Unutma bizi,korkmadan öldük ey halkım! Unutma bizi’ diye haykıran Uğur Mumcu değil miydi? 24-31 Ocak tarihleri arasında düzenlenen ‘’Adalet ve Demokrasi Haftası’’nda yurdumuzda demokrasi ve adaletin kurumsallaşması, yaşadığımız acı olayların tekrar yaşanmaması için demokratik kitle örgütlerini ve siyasi partilerimizi hep birlikte mücadele etmeye bir kez daha davet ediyoruz. Şimdi sizlere Uğur Mumcu’nun düşüncelerini yansıtan yazılarından kısa notlar okumak istiyorum; Temelinde bağımsızlık harcı yatan Cumhuriyetimiz, ikinci dünya savaşından sonra, emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilmiştir.Öyle bir teslimiyet ki, yer altı zenginliklerimiz çok uluslu şirketlerin emrindedir.Öyle bir teslimiyet ki,petrol,maden ve yabancı sermaye yasaları yabancı uzmanlarca hazırlanmıştır.Öyle bir teslimiyet ki,ülke topraklarının bir bölümü üs adı altında başka devletlerin genel kurmayına armağan edilmiştir. Öyle bir teslimiyet ki, ordumuzun silahları, araç ve gereçleri okyanus ötesi ülkelerin buyruklarına bağlanmıştır. Atatürkçülük ne demektir? Atatürkçülük, kısaca ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir. Atatürkçülük, anti emperyalist bir kurtuluş savaşını başlatan ve sürdüren bir eylem ve öğretidir. Milliyetçilik, sömürücülerin değil, Mustafa Kemal devrimcilerinin bayrağıdır. Bir ulus, ne kadar okuma, yazma,öğrenme, araştırma eğiliminde ise o kadar sağlam, o kadar hoşgörülü ve demokrat yapıda olur. Bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler parolası ile liberalizmin en acı örneğini Türkiye vermiştir. Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız bu tablonun ressamlarıdır.İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil,sustukları şeylerden de sorumludurlar. Hangi iktidar din sömürüsüne sığınmışsa, mutlaka yıkılmıştır. Kimi ölüler bize ne kadar yakın,yaşayanların bir çoğu ne kadar ölü. Bir kişiye yapılan haksızlık,bütün topluma karşı işlenen suçtur. Unutmayın ki, cesur bir kez ölür,korkak bin kez ölür. Kemalizm benim yaşam biçimimdir’ denildi.

MUMCU’NUN RESMİ KIRMIZI KARANFİLLE DONATILDI

Ayvalıklı Şair Turgut Baygın’ın okuduğu bir şiirin ardından anma töreni sona erdi. Konuşmaların ardından Mumcu’nun resmi kırmızı karanfil ve çiçeklerle donatıldı.