“CUMHURİYET İLE KADINA VERİLEN HAKLAR SEÇME VE SEÇİLME HAKKI İLE SINIRLI KALMADI”

Nilgün KAYA

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ayvalık Şubesi tarafından düzenlenen ‘Kadının seçme ve seçilme ve diğer anayasal hakları’ konulu konferans, 19 Aralık günü Avukat Songül Cumalı Afacan’ın sunumu ile gerçekleştirildi.

ÇYDD Eğitim Evi’nde düzenlenen konferansta, Atatürk ve Cumhuriyet ile başlayan dönemde kadına verilen hakların seçme ve seçilme hakkı ile sınırlı olmadığını belirten Avukat Songül Cumalı Afacan, Anayasa ve diğer yasalarda kadın ile ilgili hükümleri detaylı olarak anlattı.

Songül Cumalı Afacan, “Bunları önemine göre, medeni kanun, iş kanunu, ceza kanunu olarak sıralayabiliriz. Türkiye cumhuriyeti yasaları yanında uluslararası sözleşmelerde de kadın ile ilgili düzenlemeler vardır ve bunların onaylanması sonucu kanun hükmünde geçerlidirler. Bilindiği gibi medeni kanun yaşam ve sosyal hayattaki düzenlemeler ki aile hukuku da bu yasa içindedir. İş kanunu çalışma hayatımız ile ilgili düzenlemeler, ceza kanunu ise suç olarak sayılan ve yaptırımları yazılı hükümleri içerir. Birçok Avrupa ülkesinden çok önce, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmiştir ancak ülkemizde Türk kadınının seçilmesi, bugün, erkeklere oranla çok düşüktür. Bu sadece seçme seçilme konusunda değil, iş hayatında, yönetimlere yükselmede de aynıdır ve giderek bu sayı azalmaktadır. Bunun nedenini birlikte irdelemeye ne dersiniz? Neden bugüne dek ve şu anda kadınlar gerek seçilme gerekse iş yaşamında sayıları çok düşük? Yanıtı olan arkadaşları bekliyorum. Bir hafta kadar önce sosyal medyada yer alan meclisimizdeki kadın milletvekillerimizin, kadına şiddetle ilgili kısacık gösterimlerinde onlara katılan erkek milletvekili sayısı çok azdı. Zaten meclisteki milletvekili sayısı da çok azdı. Bunu izleyen Amerika’da ki bir dostum, bana sordu? Mecliste niye az kişi var ve niye erkek milletvekilleri kadınlara katılmadı? Onlar şiddetten yana mı? Yüce Atatürk’ün cumhuriyetle başlayan kadına verdiği önem ve haklar seçme seçilme yanında, okuma yazma, meslek edinme olarak sıralanabilir. O yıllarda kadın pilot, Sabiha Gökçen, kadın akademisyen Sümerolog Hilmiye örneklerden bazısıdır. Anayasamızda insan hakları konusundaki düzenleme pek tabiidir ki kadın haklarını da kapsar. Anayasada uluslararası sözleşmelerdeki Türkiye’nin taraf olduğu hükümler yasalarımızın üstünde tutulmuştur. Yani bu sözleşmelere uygun olmayan yasalardaki hükümler değiştirilmek zorundadır. 1936 tarihli uluslararası İLO sözleşmesinde, kadınların yer altında ve ağır işlerde çalıştırılması yasaklanmıştır ve Türkiye de bu anlaşmayı onaylamıştır.  CEDAV,  kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesiyle ilgili sözleşmeye de Türkiye taraftır. Anayasamızda kadın erkek eşit haklara sahiptir ve devlet bunu yaşama geçirmekle yükümlüdür. Medeni kanundaki örneklerden biri; 2017 yılında kadının çalışmasının kocanın iznine bağlı olduğu hakkındaki hüküm anayasa mahkemesince iptal edilmiştir. Medeni kanunundaki aile ilgili düzenlemelerde aile konutu düzenlemesiyle, ailece yaşanan konut ev bir diğerinin izni olmadan devredilemez. Medeni kanundaki mal rejimleri ile getirilen bir yenilik te önceden olduğu gibi, tapu kim adına yazılı ise taşınmaz onundur hükmü kaldırılarak ailede katkı payına dayalı mal rejimi düzenlenmiştir. İş kanunundaki kadın lehine hükümler yer almaktadır. Eşit işe eşit ücret, haklı nedenle iş akdinin feshinde, kadının doğum, gebelik gibi hallerinde bu süre kadın lehine uzun tutulmuştur. Türk Ceza Kanununda ise ayrımcılık başlığı altındaki hükümde, ırk, renk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrımcılık suç olarak belirtilmiş ceza yaptırımı öngörülmüştür. Anayasa ve diğer yasalardaki düzenlemelerin uygulayıcısı olan görevlilerin, yanlış tutumları, takdirleri inisiyatifleri ancak ve ancak taraf olanlar veya sivil toplum örgütlerince bertaraf edilebilir. Diğer taraftan ülkemizdeki olumsuz uygulamalar veya diğer alanlarda, evde, okulda, bir araya geldiğimiz gruplarda bunları dile getirerek düzeltilmesine katkıda bulunacağımızı umuyor ve diliyorum” dedi.