Nilgün KAYA
Türkiye’nin önde gelen kuş gözlemciliği rotalarından biri olan Kırklareli Kıyıköy, 26–28 Kasım tarihleri arasında “3. Yaban Hayatı Uzmanları Buluşması”na ev sahipliği yaptı. Etkinlik, 16 yıllık danışmanlık deneyimine sahip ekolog ve koruma uzmanı Kerem Ali Boyla’nın kurup yönettiği KAB Ekoloji tarafından düzenlendi.

Türkiye’nin farklı bölgelerinde uzun yıllardır kuş gözlemi yapan yaban hayatı araştırmacıları bu buluşmada bir araya geldi. Katılımcılar arasında Ege Bölgesi’nde Kış Ortası Su Kuşu Sayımlarını organize eden Ayvalık Kuş Gözlem Topluluğu sorumlusu, doğa araştırmacısı ve fotoğrafçı Kadri Kaya ve Nilgün Kaya da yer aldı.

Etkinlik kapsamında Kıyıköy, İğneada ve Longoz ormanlarında kuş gözlemleri gerçekleştirildi. Arazide kuş izleme, karkas çalışması, akustik yarasa araştırmaları gibi uygulamalı çalışmalar yapıldı.

Ayrıca göç rotası üzerindeki alanlarda geçici tribün durdurma protokolleri, veri ve ses analiz yöntemleri üzerine görüş alışverişinde bulunuldu. Bu yılki buluşmada Türkiye’de bir ilk olarak, yaban hayatı uzmanlarının saha çalışmalarında kullandıkları metotlar bir rehber haline getirilmek üzere derlendi.



Kerem Ali Boyla, etkinlikte yaptığı açıklamada, Türkiye’de ekolojik araştırmaların daha etkili ve uygulanabilir hale gelmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle rüzgar santralleri ve yenilenebilir enerji projelerinde doğa ve sektör uyumunun önemine dikkat çekerek, kuş ve yarasa ölümlerinin en büyük ekolojik etkilerden biri olduğunu belirtti. Bu ölümlerin azaltılması için teknolojik çözümler bulunduğunu, tribünlerin belirli zamanlarda durdurulmasıyla minimal enerji kaybı yaşanarak ekolojik etkinin büyük ölçüde azaltılabileceğini ifade etti.


Boyla, sahada çalışan uzmanların uluslararası yönergeleri uygularken edindikleri tecrübelerin, şeffaf ve tekrarlanabilir veri formlarıyla desteklenmesi gerektiğini söyledi. Bu doğrultuda, sahada kullanılabilecek, yağmur ve kar gibi zorlu koşullara dayanıklı, asetat kaplı saha rehberleri hazırlamayı hedeflediklerini belirtti. Bu rehberlerin internet üzerinden erişilebilir hale getirilmesiyle, akademisyenler, biyologlar, öğrenciler ve diğer yaban hayatı uzmanlarının çalışmalarına katkı sağlanması amaçlanıyor.

Etkinliğe KAB Ekoloji ekibinin yanı sıra Sigun Ekoloji’den Okan Can ve WSP’den Çağrı Tekatlı da konuk olarak katıldı.
Boyla, konuşmasının sonunda ortak bir bilgi paylaşım zemini oluşturmanın önemine değinerek, “Birimizin yoğurdu üfleyerek, diğerinin ısıtarak, öbürünün soğutarak yemesi faydalı değil; hepimizin aynı şekilde yemesi lazım. Hem bilirim hem karşılaştıralım. Sonuçları görelim, Türkiye’de ne oluyor ne bitiyor fikir sahibi olalım,” ifadelerini kullandı.
Boyla’nın açıklaması şöyle; “Biz Türkiye’de bu işin daha güzel daha iyi yapılmasını hedefliyoruz. Rüzgar santralleri ve yenilenebilir enerji projelerinde hem sektörle uyumlu hem de doğanın ve insanların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için daha doğru, etkili, faydalı ve uygulanabilir öneriler sunabilen ekolojik araştırmalar yapılması gerekiyor. Bugüne kadar Türkiye’de bu konuda yaklaşık 20 yıldır çalışılıyor. Ve birçok değerli akademisyen görev aldı. Onların sayesinde belirli formatlar, bakanlığın belirli talepleri istekleri, yönergeler oluştu. Hala büyük eksiklikler var. Bu eksikliklerden en önemlisi tribünlerle ilgili olarak alınacak önlemlerin, teknik olarak geçen bu önlemlerin hayata geçmesi gerekiyor. Çünkü belli noktalarda tribünler kurulduktan sonra özellikle kuş ve yarasa ölümlerini azaltmak için ki kuş ve yarasa ölümleri en büyük ekolojik etkilerinden biri. Bunu azaltmak için çok akıllı çok verimli teknolojiler var. Çok sınırlı zamanlarda tribünler yarasalar ve kuşların çarpmalarına engel olacak şekilde durdurulduğunda, aktif olarak yönlendirildiğinde minimal enerji kaybıyla ekolojiye verilen olumsuz etki çok yüksek oranda azaltılabilir. Bizim de bunu tecrübe ettiğimiz çok güzel Türkiye ve yurt dışında projeler oldu. Bunun tecrübe ederken de sahada çalışan arkadaşlar uluslararası yönergeleri uygularken kendi tecrübelerini biriktirdiler. Sahada veri toplamakta doğru ve uygun araçları kullanmak, ona göre geliştirilmiş veri formları, bu veri formlarını en şeffaf, tekrarlanabilir ve hesap verebilir şekilde analiz edilmesi, bütün bunların sağlanması önemli. Buradaki en kritik mevzu sahaya çıkan kişilerin görevlerini eksiksiz ve tam yapmaları ve bunu zaten isteyerek ve severek yapmaları. Bu konuda da bugüne kadar yaptığımız bütün birikimleri, hem internet üzerinden hem de web sitesinde, diğer projeler ve diğer ekipler tarafından kullanılabilir yönergeler veya el rehberleri, küçük broşür gibi bir A4 sayfasını sığacak şekilde asetatla kaplanmış, Yağmur ve kar şartlarına uygun hazırlanmış, metot yani saha rehberleri şeklinde yayınlamak istiyoruz. Bu bir ilk çalışma olacak. Bunu da yaparsak Türkiye’de bu işi yapan diğer firmalar, akademisyenler, öğrenciler biyologlar ve diğer yaban hayatı uzmanlarının kullanabileceği, faydalanabileceği bir şey olacağını umuyorum. Böylece kendi arkadaşlarımızın sahte tecrübelerini diğer insanlara aktarmak istiyoruz. Türkiye’de ortak miktarda buluşabilirsek daha fazla bu etkinin ne olduğunu tartışabiliriz. Birimizin yoğurdu üfleyerek diğerinin ısıtarak öbürünün soğutarak yemesi faydalı değil hepimizin aynı şekilde yemesi lazım. Hem bilirim hem karşılaştıralım. Sonuçları görelim Türkiye’de Ne oluyor ne bitiyor fikir sahibi olalım.” Dedi.



























