“PAYLAŞIM SAVAŞLARININ PARÇASI OLMAYACAĞIZ”

Nilgün KAYA

EMEK Partisi Balıkesir İl Örgütü 1 Eylül Dünya Barış günü’nde, geçmiş savaşların kıyımları ve acılarına rağmen bugün de dünyanın birçok yerinde savaş olduğuna ve dünyanın süper güçlerinin bir büyük savaşı da her fırsatta kışkırttığına dikkat çekti.

Fotoğraf: Arşiv

Yapılan yazılı açıklamada, ” Hitler’in faşist ordularının Polonya’yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 İkinci Dünya Savaşı’nın resmen başladığı tarihtir. Bu savaşta milyonlarca emekçi öldü, daha fazlası yerinden yurdundan edildi. Faşist kıyımlar, emperyalist savaşlar unutulmasın, barış mücadelesi her zaman gündemde ve güncel kalsın diye 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak benimsenmiştir.
Geçmiş savaşların kıyımları ve acılarına rağmen bugün de dünyanın birçok yerinde savaş var. Dünyanın süper güçleri bir büyük savaşı da her fırsatta kışkırtıyorlar. Daha bu yüzyılın ilk çeyreği dolmadan dünya yeni bir felakete doğru sürükleniyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile emperyalistlerin hegemonya ve nüfuz mücadelesi bir üst seviyeye çıktı. Irak, Suriye, Yemen, Libya gibi Ortadoğu ülkelerinden sonra şimdi paylaşım masasında Ukrayna var.
Çin ve Rusya’nın açıkça düşman ilan edildiği son NATO zirvelerinde ABD müttefik ağını genişletti ve diğer emperyalist devletleri kendi ekseni etrafında topladı. Bu çeperi Asya ülkelerine doğru genişletmeye, NATO ve ABD üslerini her yere yaymaya ve ülkeleri bir atlama taşı, saldırı üssü haline getirmeye devam ediyor. Karadeniz’i bir NATO denizine çevirdi ve şimdi de Çin ile Tayvan arasındaki sorunları bir krize çevirmeye, bölgede boy göstererek Çin’i tahrik etmeye çalışıyor. Rusya ve Çin de buna aynı biçimde, kendi tahkimatlarını artırarak yanıt vermekteler. Bu tehlikeli bir gidişattır ve şimdiden dünya halklarına ağır faturalar kesilmektedir.
Bütün bunlar olurken AKP iktidarı da sahada olursa masada da olacağı zannıyla fiili müdahaleler yapmak, ihtilaflı durumlarda taraf tutmak ya da güya arabuluculuğa soyunmak, tarafsızlık adına emperyalistler arasındaki çelişkilerden yararlanarak yakın coğrafyalara yayılmak, savaş kışkırtıcılığı yapmak gibi birçok değişik pozisyonla ‘oyun kurucu’lar arasına girmek için saldırganlaşmakta ve tekelci sermayenin kar hırsına yanıt vermeye çalışmaktadır.
Bu savaş kışkırtıcılığının bugün geldiği nokta Rojava’ya ‘bir gece ansızın geleceğiz’ tehdidiyle sınırdaki yığınağın artırılması, ABD ve Rusya’dan hatta Esat’tan bu bölgeye askeri harekât yapabilmek için icazet arama turlarına çıkılmasıdır. Türkiye’nin Suriye’nin kuzey bölgelerindeki metazoru konumlanması ülke sınırlarını düzensizleştirdi. Ülkeyi de cihadist milislerin provokasyonlarına, tehlikeli sızmalara, yeni gerilimlere açık hale getirdi.
Neo Osmanlıcı emperyal yayılma sevdası yüzünden Türkiye Suriye iç savaşının parçası haline geldi. Milyonlarca mülteci de bu gerici ve maceracı politikaların mağduru oldu. Halk açlık sınırında yaşarken bütçede savaşa ve silahlanmaya ayrılan pay sürekli arttı. Savaş politikaları OHAL rejiminin önünü açtı. Çete mafya grupları, derin ve karanlık yapılar yeniden boy göstermeye başladı.
AKP uyguladığı ekonomik siyasi politikalarla halk desteğini kaybetmektedir. Sınır ötesi harekata bel bağlamasının bir nedeni de budur.
Bugün bölgede ve ülkede barış içinde yaşayabilmenin ön koşulu tek adam tek parti yönetiminin son bulması, işçi sınıfı ve emekçilerin demokrasi mücadelesini yükseltmesidir.
Ülkeyi emperyalist savaş batağına çeken işbirlikçi sermaye çevrelerine asla prim verilmemelidir. Türkiye NATO’dan çıkmalı, yabancı üsler topraklarımızdan sökülüp atılmalıdır. Emperyalist dışa bağımlılığa son verilmelidir. İçeride de Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözümü için adım atılmalı, Kürt siyasetçilerine yönelik tutuklamalara son verilmelidir.

1 Eylül’de de barış taleplerimizi ve mücadelemizi yükselteceğiz. Emperyalist kampların hepsi halkların kardeşliğine, dayanışmasına tehdittir ve düşmandır. Barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesi için halkın en geniş ittifakını alanlarda örmeye devam edeceğiz. ” Denildi.