EĞİTİM -İŞ AYVALIK, YETKİLİ SENDİKA OLDU

Nilgün KAYA

Eğitim -İş Ayvalık’ta yetkili sendika oldu. Nahil Filiz yönetimindeki temsilciliğe, teşekkür belgesi, Cunda Uygulama Oteli’nde düzenlenen toplantıda, Eğitim -İş Sendikası genel başkanı Kadem Özbay tarafından verildi.

Bir önceki yıldan daha fazla üye yapan Eğitim -İş Ayvalık temsilciliği, en çok üye sayısına ulaşarak eğitim ve bilim iş görenleri kolunda yetkili sendika oldu. 27 Haziran’da Cunda Uygulama Otelinde bir araya gelen Balıkesir Şube başkanı Serap Gökgün, diğer yetkili sendika Eğitim -İş Burhaniye Şube Başkanı Özgür Aras ve Eğitim -İş Ayvalık Şube Başkanı Nahil Filiz’e teşekkür belgesi verildi.

Toplantıya Sendika Genel Başkanı Kadem Özbay, Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer, Genel Mali Sekreteri Hüseyin Selçuk, Genel Örgütlenme Sekreteri Şenol Eyüboğlu, Genel Basın Yayın ve Uluslararası ilişkiler Sekreteri Emine Çalık, Balıkesir Şube Başkanı Serap Gökgün, Burhaniye Şube Başkanı    ve yönetim kurulu üyeleri ile Ayvalık Şube Başkanı Nahil Filiz ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Yönetim kurulu üyeleri Sami Aktaş, Cem Kökavcı, Ersen Divarcı, Halil Yaralı, Didem Coşkun ve Gürel Yıldırım’a teşekkür eden Nahil Filiz, “Başta üyeleri olmak üzere tüm emekçilerin ortak ekonomik, sosyal, özlük, mesleksel, sendikal hak ve çıkarlarını koruyup geliştirerek onlara daha onurlu ve saygın bir yaşam düzeyi sağlamak için mücadele eden, Ülkemizde yaşayan herkesin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunan, bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele eden, Üyelerinin üstün sorumluluk duygusuna ve eğitimin gücüne dayanarak; Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti‘nin bağımsızlığını, egemenliğini, ulus ve ülke bütünlüğünü, laik düzenini, demokratikleşme ve ulusal eğitim hedefini geliştirerek korumak ve sonsuza kadar yaşatmak için elinden gelen her türlü çabayı gösteren, üyelerinin daha yeterli, saygın, onurlu birer meslek elemanı olmaları için çalışan, hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, grevli ve toplu iş sözleşmeli sendikal hakların tanınması için mücadele eden, eğitim yoluyla dostluğun, dayanışmanın, hoşgörünün, insan haklarına ve demokrasiye saygının geliştirilip güçlendirilmesi için mücadele eden, Cumhuriyet devrimlerini ve Cumhuriyetin kurucu değerlerini kendisine rehber kabul eden ve bu değerleri eşitlik, adalet ve özgürlük gibi evrensel değerler çerçevesinde çağdaş bir noktaya taşımayı hedefleyen, Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem veren, emeğin en yüce değer olduğunu kabul eden, sınıf ve kitle sendikacılığını savunan sendikamız Eğitim-iş’in değerli genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Genel Başkanımız aramızda, Ayvalık ilçemize hoş geldiniz, bizleri onurlandırdınız. Yaklaşık 14 yıl önce Burhaniye, Lüleburgaz ve Ayvalık olarak yerelde ilk yetkili sendika olma mutluluğunu yaşamıştık. 6 yıl boyunca süren yetki sürecimiz, kesintiye uğrasa da 2022 Mayıs ayında yeniden başlamıştır. Bu yetkinin kazanılmasında emeği geçen Ayvalık Yönetim Kurulu üyelerimize çok teşekkür ederim. Bu yetkiyi kaybetmemek üzere çalışmaya devam edeceğimiz sözünü veriyorum.” dedi. 

“EĞİTİM-İŞ’İN İKİ MÜCADELE HATTI VAR; EMEK VE AYDINLANMA MÜCADELESİ”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Bize yetkiyi teslim ederek siz bizleri onurlandırdınız. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Umudu ve mücadeleyi birlikte büyüttüğümüz değerli dostlarla burada olmak ve bunun da bir yetki alımı ile taçlanmış olması büyük bir onur. Eğitim-İş mücadelesinde 16 yılı geride bıraktı. Bugün 17. yıl içerisinde. 17. yılının başlangıcında da yeni merkez yönetim kurulumuz bu çok onurlu görevi elinden geldiği, gücü yettiği ve dili döndüğünce mücadelede hiç geri düşmeden, Eğitim-İş’in bayrağını düşürmeden, en yukarıya taşımaya gayret etti. Biz şunu biliyorduk ki; bizim bütün gücümüz kendi örgütlülüğümüzden geliyor. Bizim yerelimizde Burhaniye’de herhangi birine işaret ederek üye yazmak, Ayvalık’ta herhangi birinden destek alarak üye yazmak, Balıkesir’de yaşadığımız tüm gerici, Faşist baskıları kırarken herhangi birinden alacak bir desteğimiz yoktu. Bizim güvencimiz kendi örgütlülüğümüzdü. O nedenle birbirimize daha sıkı sarılmak gibi bir sorumluluğumuz vardı. bir arkadaşımızın başına bir şey geldiğinde onu hepimize yapılmış varsaymak, ve orada o cepheyi birlikte güçlü tutmak gibi bir sorumluluğumuz vardı. Bugün görüyoruz ki işte bu yetkinin alınmasındaki en önemli sebepte bunu başardığımız için. Burhaniye’de bir arkadaşımızın başına bir şey geldiğinde hepsi kendisine gelmiş varsayarak o arkadaşımıza güven verdiğiniz için bugün yetkilisiniz, Ayvalık’ta bir arkadaşımızın başına bir şey geldiğinde başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri hemen orada o arkadaşımıza destek olup güven verdiği için bugün Ayvalık’ta yetkiliyiz. Şube kurulu ve yönetim kurulu uyumlu çalıştığınız için bugün burada bu dost meclisini tekrar kurabiliyoruz ve bu gururu tekrar yaşıyoruz. Şunun altını çiziyorum; Eğitim-İş’in iki mücadele hattı var; biri emek mücadelesi biri aydınlanma mücadelesi. Bütün sendikal literatürde çok net bir tarifi vardır. Sosyal haklar, özgürlükler ve ekonomik koşullarında bir iyileştirme mücadelesidir sendikal mücadele. Yani nerde örgütleniyorsanız o örgütlendiğiniz alandaki kişilerin sosyal haklarını, özlük haklarını iyileştirmeye ve ekonomik alanda daha iyi koşullarda çalışması için mücadele ederdiniz ama Eğitim-İş’in tarifi buraya sığmaz. Eğitim-İş’in bayrağı, mücadelesi aynı zamanda bu ülkedeki aydınlanma mücadelesidir. Bunun kökleri de Cumhuriyet’in kurucu değerlerini bize emanet eden Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ten gelir. Yani Eğitim-İş aslında bulunduğu her yerde emeğin ve aydınlanmanın en güçlü kalesi olma sorumluluğunu taşıyor. Mesele sosyal hak mücadelesiyse yan yana gelinecek bir çok kurum olabilir. Ama bizim mücadelemiz buraya sığdırılamaz. Biz bu ülkedeki her bir çocuğun nitelikli eğitim hakkı, bu ülkede daha özgür yaşaması, daha demokratik bir ülkede yaşaması, bilimsel eğitimden faydalanması ve arasında bir farklılık olmaması için yoksulla zenginin. Bizim şiarımız, bize emanet edilen kimsesizlerin kimsesidir Cumhuriyet’tir yaşatmak.” dedi.

“ÖĞRETMENLERE, EĞİTİMCİLERE BUNLARI REVA GÖRÜRSENİZ SİZİN BU ÜLKENİN GELECEĞİNE, EĞİTİMİNE BAKIŞ AÇINIZDA BİR O KADAR YOKSULDUR”

Eğitim-İş’in toplumsal muhalefete önderlik ettiğini belirten kadem Özbay, ” TÜİK’in açıkladığı oranlar sadece bizi ilgilendirmiyor. bu ülkedeki çiftçiyi, memuru, emekliyi,  bütün herkesi ilgilendiriyor ama orada da Eğitim-İş var, Birleşik Kamu-İş var. Bugün bir okulda hadsiz, liyakatsiz bir müdür bizim kız çocuğumuzun eğitim hakkını gasp ederken sadece Eğitim-İş’e sorumluluk düşmüyor, ülkenin tüm aydınlanmacılarına, bütün ilericilerine sorumluluk düşüyor ama 10 ayda gördük. bugün eğitim emekçileri İstanbul’a, Ankara’ya, burada da olabilir Ayvalık ev Burhaniye’de. Aile olan bireyler ile ev arkadaşı arayacak hale geldi. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün, Sakarya Meydan Muharebesi devam ederken asıl mücadelenin öğretmenler aracılığıyla olduğunu söyleyen ve bütün geleceği emanet ettiği öğretmenler bugün yoksulluk sınırı altında bir ücretle yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. maaşları ev kiralarını ödemeye yetmiyor Ayvalık’ta. Burhaniye’de. İstanbul’da, Ankara’da. Siz geleceğimiz dediğiniz çocuklara, onların mimarı olacak öğretmenlere, eğitimcilere bunları reva görürseniz aslında sizin bu ülkenin geleceğine, eğitime bakış açınızda bir o kadar yoksuldur. Bu ülke önemli bir mücadele ile kuruldu. Ne kadar güzel bir ülke. Her yönüyle varsıl bir ülke ama bu varsıllık Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi, o felsefe ile yurttaşlarla paylaşılmak üzere kullanılmıyor. Belli çevrelere adeta peşkeş çekiliyor. Biz de altını çiziyoruz; eğer ülkenin varsıllığını ülkenin insanı ile paylaşırsanız siz sosyal devlet olursunuz ama ülkenin varsıllığını kendi çevrenizdeki bazı zenginlere peşkeş çekerseniz haydut devlet olursunuz. Bugün de maalesef ülkedeki birçok hak gasp edilir halde. bu ülkenin geleceği çocukların hakkı gasp ediyor. Bu ülkede şunu gördük, kapıcı çocuklarına ayrı sınıf açılmış. Bugün devlet okullarında sınıflar, okullar arasında ayrım var. Yani devlet tarafından yapılıyor. Eğitim hakkı gasp ediliyor. Sorumluluğumuz çok büyük. Bugün ne başarıyoruz peki, etkili mücadeleyi yetkili kılmayı. Bu anlamda da etkili mücadelemizi yetkili kılan Ayvalık Temsilciliği ve Burhaniye Temsilciliğimizi kutluyorum. Gerçnekten çok değerli bir iş yapıyorsunuz.” dedi.