DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ’NDE KÖRFEZ’DE ACI TABLO; SULAK ALANLAR ÇÖPLÜK OLARAK KULLANILIYOR

Nilgün KAYA

Doğal ve kültürel güzellikleriyle övündüğümüz Körfez Bölgesinin sulak alanları çöplük olarak kullanılıyor. Aralarında ülkemizin de bulunduğu 170 ülke tarafından her yıl 2 Şubat tarihinde kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü’nde bu acı tablo bölgenin geleceğindeki tehdidi ortaya koyuyor.

Balıkesir genelinde bir yandan bölgenin doğal güzelliklerinin korunması ve turizmin gelişmesi hedefiyle çalışmalar yapılırken, diğer yandan yurttan ve dünyadan insanları kente çekecek doğal güzellikler birer ikişer yok ediliyor. Balıkesir’in Körfez Bölgesi’nde yoğunlaşan sulak alanları, en çok tahrip edilen doğal güzellikler.

Edremit’te Dalyan sazlıklarının büyük bölümü yanarken, sazların arasındaki yapılaşma her geçen gün artıyor. Su seviyesi azalan Havran barajı ‘nda biriken kirlilik ise endişe verici.

Gömeç sahili ile merhum sanatçı Kayahan’ ın evinin bulunduğu site çevresindeki sulak alan ise adeta yok edilmeye çalışılıyor. Çöpler, molozlar sulak alana dökülerek dolduruluyor. Binlerce Akdeniz Martısı ve Flamingolar ise gittikçe azalan sulak alanda yaşam savaşı veriyor. Körfezin önemli sulak alanlarından olan Gömeç’teki alana Gömeç Belediyesi’nin çöpleri dökmeye devam ettiği öğrenilirken, vahşi depolamanın sulak alandaki tahribatı ürkütücü boyutta. Türkiye’nin mahalli öneme haiz 13 sulak alanından ikisinin bulunduğu Ayvalık’ta ki sulak alanlar da, inşaat baskısı ve kirlilik tehdidi altında. Şeytan Sofrası Sulak Alanına,  moloz yığını ile doldurulmaması ve çöplük olmaması amacıyla Kaymakam Gökhan Görgülüarslan’ın girişimiyle yürüyüş yolu ve gözlem kuleleri konuldu ancak sulak alanın yürüyüş bandı olmayan bölümünde tehlike devam ediyor. Evsel atıklar da sulak alana boşaltılmaya devam ediyor.

SULAK ALANLAR ÇOK ZENGİN BİYOÇEŞİTLİLİĞE SAHİP

Sulak alanlar, doğal veya yapay, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu tüm su kütleleri olarak tanımlanır. Bataklıklar, sazlıklar, turbalıklar, sulak çayırlar ile denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri de sulak alan kapsamı içerisinde yer almaktadır. Kuşlar için yuva olmanın yanında bulundukları bölgenin su rejimini ve iklimini dengeleyen, tortu ve zehirli maddeleri absorbe ederek ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizleyen, balıkçılık, tarım, hayvancılık ve saz üretimi gibi yüksek ekonomik değere ve çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptirler. 02 Şubat 1971 de İran’ın Ramsar kentinde imzalanan sözleşmeyle bu alanlar dünya genelinde koruma altına alınmıştır ve ülkemiz de 17 Mayıs 1994 tarihinde bu sözleşmeye taraf olmuştur. Sözleşmenin imzalandığı tarih ise sulak alanların korunmasının önemine kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yılından bu yana “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaktadır. Fakat sulak alanlarımız iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ekosistemlerin başında geliyor. Ülkemizin de bulunduğu Akdeniz kuşağında iklim değişikliği ile sıcaklıklar arttıkça yağışlar azalıyor, sulak alanlar kuruyor, milyonlarca insan susuz kalma riski yaşıyor ve yaban hayatı yok oluyor.

Sulak alan