“ŞİMDİ SADECE KİRAZLI DEĞİL TÜM KENTLER, KÖYLER NÖBET ALANINA DÖNÜŞTÜ”

Haber ve Fotoğraflar: C.Saffet Yılmaz
Burhaniye Cumhuriyet Meydanı’nda Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP)’in çağrısı ile saat 12:30’da toplanan yaşam savunucuları, Türkiye’nin her yöresinde yaşanan doğa talanına karşı kitlesel bir basın açıklaması yaptılar.
BURÇEP adına basın açıklamasını okuyan Nafi Maraş, Kazdağları Kirazlı’da 425 gündür yaşam savunucuları tarafından sürdürülen nöbetin jandarmanın sabaha karşı yaptığı baskınla, zorla sona erdirildiğine vurgu yaparak direnişçilerin deyişiyle, aslında sadece nöbet alanının yerinin değiştiğini söyledi. BURÇEP sözcüsü Maraş konuşmasının devamında şu açıklamalarda bulundu;
“Şimdi sadece Kirazlı değil, bütün meydanlar, alanlar, kentler, köyler, çok daha kalabalık bir kitleyle nöbet alanına dönüştü. Sincabı, ağacı, karıncayı, insanı dert edinen milyonlarca göz Kazdağları’na, Alamos Gold’a dikildi.
Kazdağları’ndaki ruhsatsız, yasadışı varlığını sürdüren Alamos’un değil, yaşamı savunanların   tahliyesini öfkeyle  kınıyoruz.
Dostlar, Dünya tükendi. iklim krizi her geçen gün daha büyük bir tehdit haline geliyor ve küresel iklimin bu yüzyılda ve sonrasında değişmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Artan sıcaklık, sıklaşan fırtınalar ve yükselen deniz seviyesi biyo çeşitliliği tehlikeye atıyor. Şartlara uyum sağlayamayan bir sürü hayvan türü önümüzdeki yıllarda yok olacak. Ormansızlaşma tropikal yağmur ormanları için büyük bir tehdit çünkü bu ormanlar dünyanın biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık üçte ikisine ev sahipliği yapıyor. Pandemi, yangınlar, kum fırtınaları, sel gibi özellikle 2020’de ülkemizde ve dünyada gündem olmuş felaketlerin iklim krizi ile bağlantısı yadsınamaz bir gerçek.  İklim krizinin en yakıcı sonuçlarından birisi olan kuraklık, kendisini hissettirmeye başladı.  Burhaniye’de bir süredir yaşanan içme suyu sıkıntısı ilçe sakinlerince sık sık dile getirilir oldu. İçme suyu rezervlerimiz tükeniyor.  Derelerimiz kuruyor. Dağlarda sık sık rastladığımız çeşmelerden artık sular akmıyor. Havran Barajı su seviyesindeki büyük düşüş, durumu açıkça göz önüne seriyor. Suyumuz bitiyor.
Kuraklık tehlikesi yetmezmiş gibi, Madra’da, saniyede 57 litre su kullanan TÜMAD, sadece dağımızı öğütmekle, zehrini akıtmakla kalmıyor, zaten tükenen suyumuza ortak oluyor. Su hayattır ve TÜMAD, hayatımızı çalıyor.
Ülke çapında halkın yoğun tepkilerine rağmen katil projelerin hayata geçirilmesi ve son olarak Kirazlı’dan yaşam savunucularının tahliyesi ile bizlere şu mesaj verilmek isteniyor; “Ülkenin her karış toprağı, size rağmen sermayenindir.”
Buna karşılık bizler inatla ve kararlılıkla diyoruz ki, yaşamı ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Bu bizim Anayasa’dan aldığımız hakkımız ve görevimizdir.
Yaşam savunucularını terörize etmeye çalışmanız işe yaramayacak. Bizler Kazdağları’nın her karışında karşınızda olmaya devam edeceğiz. TÜMAD’ı  Madra’dan ve tüm talancıları bu ülkenin dağlarından, ovalarından, şehirlerinden  kovana kadar   peşinizi bırakmayacağız.  Biz halkız   eninde sonunda biz kazanacağız. Selam olsun dün, bu gün ve yarın doğası, ülkesi ve özgürlüğü için direnenlere.
Bizler yaşamımıza, doğamıza karşı saldırıları püskürtmek için  meşru müdafadayız, görev başındayız. Soruyoruz; Sizler ne uğruna ve kimlerin adına karşımızdasınız?”