“SALGINLA MÜCADELEDE ŞİRKET KARLARI DEĞİL,HALK SAĞLIĞI ÖNCELİKLİ OLMALIDIR!”

Fotoğraf: Arşiv

Nilgün KAYA

EMEK Partisi Balıkesir İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada, ‘Salgınla mücadelede şirket karları değil, halk sağlığı öncelikli olmalıdır’ denildi.

EMEK Partisi Balıkesir İl Başkanı Mehmet Cemİl Tosunoğlu İl örgütü adına yaptığı açıklamada, “Balıkesir İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun 18 Ağustos’ta açıklanan, salgınla mücadele adına Kovid-19 tanısı konan vatandaşların takibini de içeren kararları, salgının yayılmasının sorumluluğunun tamamen vatandaşlara yıkılmak istendiğini bir kez daha gösterdi. Aylar öncesinden ‘ikinci dalga gelecek’ denilmesine rağmen devletin gerekli önlemleri almadığı, artan vakalarla açığa çıkmıştır. Yetersiz olan sağlık personeli sayısını tamamlamak için atamalar yapılmamış, sağlık emekçileri ailelerini bile göremeden gece gündüz, yeterli koruma olmadan çalışmak zorunda bırakılmıştır. Daha bu şoku atlatamadan yeniden tırmanan vakalarla baş başa bırakılmışlardır. Sağlık emekçilerinde tükenme hissi yaratan, onları istifaya zorlayan ağır çalışma koşullarına son verilmeli, insanca çalışma ve yaşam koşulları sağlanmalıdır. Salgının başından beri devlet ve medya organları halka “evde kal” çağrıları yapmakla yetinmektedir. Ancak emekçi halk kesimlerinin evde kalmasını ve salgından korunmasını sağlayacak hiçbir önlem alınmamıştır. İşçi ve emekçiler bir gelirleri olmadan, temel ihtiyaçları giderilmeden, kira, fatura, gıda gibi temel harcama kalemleri karşılanmadan nasıl evde kalabilir ve salgından korunabilirler? Üstelik hükümet ve patronlar en ağır salgın koşullarında bile fabrikaları özel izinlerle çalıştırmış, üretime ara vermemiştir. Çanakkale Dardanel, Manisa Vestel fabrikalarında işçilerin hasta oldukları halde çalıştırılması ve bu kararların altında İl hıfzıssıhha kurulunun imzasının olması pandemi ile mücadelede şirket karlarının esas alındığını, işçilerin canının hiçe sayıldığını gösteriyor. Son günlerde basına ve kamuoyuna yansıyan haberler ve tabip odalarından yapılan açıklamalardan öğreniyoruz ki; Ankara, Diyarbakır, Antep, Adana başta olmak üzere belli başlı kentlerde testleri pozitif çıkan vatandaşların evlerine gönderilerek kendi başlarına bırakıldığı, tedavi ve bakım görüp göremediklerinin takibinin bile yapılamadığını öğreniyoruz. Halk için test yapılma prosedürü değiştirilerek zorlaştırılırken AKP’li vekilde olduğu gibi bazılarının neredeyse her gün test yaptırabildiğini hayretle ve ibretle izliyoruz. İşçi ve emekçiler gerçek önlemler alınmadan, tamamen göstermelik düzenlemelerle fabrikalarda, işyerlerinde çalışmaya zorlanıyor. HES uygulamasından bakıldığında bile emekçi mahallelerinin Kovid-19’dan kıpkırmızı göründüğü ama buna rağmen işçilerin, işsizlerin, küçük esnafın, yoksul halkın ihtiyaçlarının karşılanmadığını biliyoruz.”

ÜCRETLİ İZİN, YAYGIN TEST”

Bütün bu koşullar içinde Balıkesir İl hıfzıssıhha kurulunun kararlarına bakıldığında salgınla mücadelenin sorumluluğunu vatandaşlara yıktığını görüyoruz. Okulları açılmasının tartışıldığı bugünlerde İl hıfzıssıhha kurulunun eğitim öğretime ilişkin, yüz yüze eğitimin başlaması için alınması gereken tedbirlere ilişkin tek bir cümlesi yok. Salgının başladığı mart ayından bu yana Türk Tabipler Birliği, sağlık meslek örgütleri, sendikalar kovid-19 salgınına karşı mücadele için yapılması gerekenleri defalarca kamuoyuna ve ilgililere açıklamıştır. Emek Partisi Balıkesir il örgütü olarak hükümete ve İl hıfzıssıhha kuruluna bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Çalışılması zorunlu alanlarda uzmanların görüşlerine uyularak farklı saatlerde mesaiye başlanması uygulanmalıdır. Halka ücretsiz yaygın test yapılmalı, ücretsiz maske ve dezenfektan dağıtılmalıdır. Geliri olmayan, dar gelirli vatandaşlara temel ihtiyaçları için yardım edilmeli, su, elektrik, gaz faturaları devlet tarafından ödenmelidir. Sağlık personelinin sayısı hızla arttırılmalı, sağlık emekçilerini koruyan ve yıpranmalarını engelleyen ekonomik ve fiziksel önlemler alınmalıdır. Okullarda yüz yüze eğitimin başlaması için; okullara ödenek ayrılmalı, personel, altyapı, fiziki eksiklikler giderilmeli, atanamayan yüz binlerce öğretmenin ataması yapılmalıdır. Ekonomi paketleri patronlara teşvik yerine halkın ihtiyaçları için kullanılsa, salgının kontrol altına alınması çok daha hızla mümkün olacaktır. Halka çağrımız, işçilerin ve halkın sağlığını değil patronların kârlarını ve kendi iktidarının geleceğini düşünen bu anlayışa karşı mücadele için birleşmektir.” dedi.