İLKLERİ YAŞADIĞI OKULDAN MEZUN OLDUĞU OKULA TAYİN OLDU

Nilgün KAYA

Ayvalık Mesleki Eğitim Merkezi’nin başarılı Müdürü Şefik Açar, Bandırma Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine tayin edildi. Ayvalık’ta birçok özgün projeye imza atan Müdür Açar’ın tayini ilçede hüzünle karşılandı.

8 yıl süreyle Ayvalık Mesleki Eğitim Merkezi müdürü olarak görev yapan Şefik Açar’ın tayini çıktı. Bandirma’ya tayin edilen Müdür Açar, ilkleri yaşadığı Ayvalık Mesleki Eğitim Merkezi’nden ayrılmanın hüznü ile mesleğe adım atmadan önceki son okulu olan Bandırma Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine tayin edilmesinin mutluluğunu bir arada yaşadığını ifade etti. Tayini sonrası sosyal medya üzerinden duygularını paylaşan Müdür Şefik Açar, “Kıymetli Mesai Arkadaşlarım, Sekiz yıl boyunca görev yaptığım okuldan ayrılmam nedeniyle muhakkak ki gönlümde burukluk var. Ayrılığın hüznü ile mezun olduğum okulda görev yapacak olmanın gururunu birlikte yaşıyorum. Bu okulu benim için özel kılan birçok yaşanmışlık var. İlk müdürlük deneyimimi yaşadığım okul olarak hep gönlümün bir köşesinde yer alacak olması bunların başında gelmektedir. Okuldaki görevime başladığım ilk andan itibaren elde ettiğim bilgi birikimini, tecrübelerimi ve kişiliğimi ilk defa bu okulda tam sorumluluk alarak yansıtmaya çalıştım. Hayatımda bazı duyguları ilk burada yaşadım. Yaptığımız birçok çalışmanın öğrencilerimizde meydana getirdiği olumlu değişimleri görmek beni ziyadesiyle memnun ve mutlu etti. Bu çalışmaların hedefi öğrencilerimize bilgi ve beceri kazandırmanın yanında güvenli iş yapım tekniklerini öğrenmiş ve ahlaklı birer usta olarak yetişmelerini sağlamaktı. Yaptığımız çalışmaların tamamını saymak mümkün değil belki ancak bazılarından bahsetmek istiyorum. Öncelikle yönetim şekli olarak Eğitimde Kalite Yönetimini benimsedik. Tüm paydaşlarımızın fikirlerini önemsedik. Bunu da aldığımız ödüllerle taçlandırdık. TKY yarışmasında il ikincisi olmak bir daha nasip olur mu bilmiyorum. Hele hele Eğitim Öğretimde Yenilikçilik bölge ödülüne layık görülmek… Harika bir duyguydu. Öğretmen ve öğrencilerimizin aşırı gayretlerinin meyveleri aldık diye düşünüyorum. Projenin ne olduğunu bu okulda öğrendim. Birçok yerel, ulusal ve uluslararası proje yazdık ve yürüttük. Yerelde en çok ses getiren projelerimiz “Bütün Okullar Bizim”, “Sihirli Makaslar” ve “Kitaplar Ağlamasın” projelerimiz oldu. Bu sayede yukarıda bahsettiğim ulusal düzeydeki projeleri gerçekleştirdik. Bu projelerimiz sayesinde öğrencilerimize güvenli iş yapım tekniklerini öğretmenin yanında okullarımızın eksiklerinin giderilmesine katkı sağladık. İhtiyaç sahibi birçok öğrencinin saçlarını keserek onları okula ve bayramlara hazırladık. Her şeyi devletten beklemek yerine taşın altına elimizi koyduk. Yine öğrencilerimize kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için büyük gayret sarf ettik. Yine ilk ulusal ajans projesi yazma deneyimimizi amatör ruhla burada gerçekleştirdik. Sonrasında kendimizi geliştirerek 2 proje yazdık, destek aldık ve yürüttük. 2 projeye de katılımcı ortak olarak katıldık. Bu sayede 7 personel ve 24 öğrencimiz yurt dışında staj faaliyeti yürüttü. Bu projelerin yürütülmesi esnasında yurt dışında bulunduğumuz sırada bir öğrencime kaç tane il gördün diye sorduğumda cevabı şu oldu: “Beraber Balıkesir’e pasaport müracaatına gittik ya Hocam. O zaman Balıkesir’i gördüm.” Düşünün biz bu öğrenciyle birlikte yurt dışına çıktık. İlk defa farklı bir ülke gördüler. Başka ülkelerin çalışma ortamları, iş ahlaklarını inceleme fırsatını yakaladılar. Bir müdür ve öğretmen için bundan daha büyük mutluluk olur mu bilemiyorum. Çok değerli arkadaşlarım başarmış olduklarımızın tamamında en büyük pay sizlerindir. Benim görevim, bu meşakkatli yolda sizleri desteklemekten ibaretti. Asıl işi yapan siz fedakar öğretmenlerimizdir. Bunu her zaman ve her yerde söylemişimdir. Benim en büyük şansım sizler gibi bir iş söylendiğinde hiç tereddüt ve itiraz etmeden hemen işe koyulan eğitim neferleriyle çalışıyor olmamdı. Çok değerli mesai arkadaşlarım sizlerden ricam bu okulun seviyesini korumanız ve geliştirmeniz olacaktır. Benden sonraki müdür arkadaşımızın gayretleriyle daha alınacak çok yol olduğunu düşünüyorum. Bu konuda sizlere olan güvenim tamdır. Bu okulda çok tecrübe kazandım. Bunları ilerleyen müdürlük hayatımda fazlasıyla kullanacağım. Birçok konudaki güzelliklerin yanında üzüntülerimiz de oldu. Beni gerçekten yaralayan ve derinden üzen, en önemlisi Ahmet Düşkün arkadaşımızı kaybetmemiz oldu. Çalışmaların neredeyse tamamında en ön saflarda gayret gösteren arkadaşımız yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek aramızdan ayrıldı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun. Sevgili öğrencilerim, bugünün kıymetini bilin. Ne aynı sıraları, ne aynı sınıfları, ne aynı koridorları sonsuza kadar kullanabileceksiniz. O yüzden tadını çıkarın bugünün. Arkadaşlarınıza zaman ayırın. İster doya doya gülüp eğlenin, ister hıçkıra hıçkıra ağlayın. Hem mutluluğunuzu paylaşın, hem üzüntünüzü. Kiminiz bir üst sınıfa geçtiniz, kiminiz sınavlarını vererek kalfa veya usta oldunuz. Hayat o kadar çok sınavlarla dolu ki… Ayvalık Mesleki Eğitim Merkezi, hepimizin hayatında bir parça yer aldı. Buradaki herkes geçici. İdareciler, öğretmenler, çalışanlar hepsi geçici. Bir tek sizler, hayatınızın sonuna kadar, Ayvalık Mesleki Eğitim Merkezi mezunu olarak kalacaksınız ve bu gerçek hiç değişmeyecek. Bir okulu diğerlerinden farklı kılan mezunlarıdır. Onların hayattaki başarıları, kaliteli duruşları ve onların okullarına her zaman sahip çıkmalarıdır, sağladıkları katkılardır. Mezun okuluna sahip çıktıkça, okulunun değeri artar. Okulun değeri arttıkça, mezunun kalitesi artar. Her zaman söylediğim gibi iyi meslek kötü meslek yoktur. Mesleğini iyi yapanlarla kötü yapanlar vardır. Ustanızla aynı seviyede kaldıysanız geriye gitmişsiniz demektir. Öğretmenlerinizden faydalanın, araştırın ve kendinizi sürekli geliştirin. Gelişime ve değişime açık olun. Sadece iyi usta olmak hiçbir zaman yeterli değildir, iyi insan olmak çok daha önemlidir. Okulunuzun yücelmesini istiyorsanız sizlere de önemli görevler düştüğünü bilin ve sakın unutmayın. Değerli velilerimiz, sizlere de buruk bir hatırlatma yapacak olursak. Evlatlarımızla iyi geçinin. Kısa bir süre sonra meslek sahibi olup yuva kurup evden ayrılacaklar. Artık sabahları aynı evde uyanmayacaksınız. Aynı sofrada yapılan sabah kahvaltılarının, yenen akşam yemeklerinin yerini ayda bir iki günlük veya birkaç saatlik ziyaretler alacak. Yıllarca yanı başınızda büyüyen gurur kaynağınız, artık bir telefon mesafenizde olacak. Odalarındaki eşyalarının yuvadan uçacak kuş için toplanmasına az kaldı. Çeşitli sebeplerle kavga edip küsmeyi bile özleyeceğiniz günlere az kaldı. Artık büyüdüklerini hissedeceksiniz. Peki siz, bunca yıllık hayat tecrübenizle, tadını çıkardınız mı tüm bunların? En son ne zaman sarıldınız onlara? Buyurun işte bunun için en güzel gün bugün. Sekiz yıl boyunca görev yapıp hiç kimseyi üzmemiş olmam mümkün değil. Mutlaka hatalarım olmuştur. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki asla hedefim sizleri üzmek değildir. İstemeden olmuştur. Çalıştığım süre içerisinde hiç ayrım gözetmeksizin herkes için en iyisi olsun istedim. Bu uğurda özel gayret sarf ettim. Bundan sonraki hayatımda sizleri hep iyilikle anacağımdan şüpheniz olmasın. Hakkınızı helal edin. Varsa benden yana helal olsun, sağlıcakla kalın.” yazdı.