Nilgün KAYA
Türkiye’nin dört bir yanında “Hayata Tutun, Hayatta Tutun” kampanyası başlatan Cumhuriyet Kadınları Ayvalık Şubesi, İstanbul Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği Başkanı Pedagog Sima Sunder’in katılımıyla ‘Bilinçli Çocuk güvenli gelecek, çocuk istismarına, uyuşturucuya geçit yok’ başlıklı konferans düzenledi.
Bacacan Otel’de 29 Ağustos Çarşamba günü gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan Cumhuriyet Kadınları Derneği Ayvalık Şubesi Başkanı Gülden Sarıbaş, “Nüfusumuzun yüzde 15’ini gençler oluşturmaktadır ve gençlerin önemli bir bölümü bağımlılık için risk grubunun içindedir. Demografik yapımız, ülkemizi uyuşturucu ticareti için pazar haline getirmektedir. Gençlerimiz, sistemin doyumsuzluğunun kurbanı olmaktadır. Diğer yandan Türkiye, Asya’dan Avrupa’ya ve Avrupa’dan Asya’ya uyuşturucu kaçakçılığında geçiş güzergâhındadır. Üretim bölgelerine yakın bir coğrafi konumda bulunmanın yanı sıra, geniş bir kullanıcı kitlesine sahip Batı Avrupa ülkeleriyle de komşudur. Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Başkanlığının 2018 Yılı Uyuşturucu Raporu’na göre; Türkiye genelinde 2016 yılında toplam 81.222 uyuşturucu olayı görülmüşken, 2017 yılında % 45,87 artış göstererek 118.482 olay meydana gelmiştir. Bu olaylarda bir önceki yıla göre %48,92 artışla 170.175 şüpheli yakalanmıştır. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında 105 kişi uyuşturucudan hayatını kaybederken 2016 yılında bu sayı 920’ye yükselmiştir. 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941 olmuştur. Yine resmi raporlara yansıyanlara göre, 13 yaşında uyuşturucudan ölen gençlerimiz vardır. Tek başına bu veriler bile uyuşturucu kullanımının ne denli ciddiye alınması gereken bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.” Dedi.
Türkiye genelinde uyuşturucuya karşı kampanya başlattıklarını ve kampanya kapsamında eğitim, konferans, sanat ve spor etkinlikleri düzenleyeceklerini kaydeden Sarıbaş, “Cumhuriyet Kadınları Derneği, ulus devletimize ve ulusumuza yönelik tehditlerin farkındadır. Bağımsızlığımıza kast eden saldırılar aynı zamanda ulusal kültürümüzü bozmayı, yok etmeyi amaçlamaktadır. Ülkemizi daha çok sömürmelerinin yolu gençlerimizin milli kimliğinden koparılması ve uyuşturulmasından geçmektedir. Vatansız, kimsesiz, bilinçsiz, düşünmeyen, okumayan, sorgulamayan, üretmeyen, haz peşinde koşan, tembelleşen, sahte özgürlüklere esir olan, sorumluluktan kaçan, uyuşmuş ve bağımlı nesiller hedeflenmekte; her türlü bağımlılık kışkırtılmaktadır. Dünyanın dertlerinden uzaklaşıp kafa bulmayı özendiren müzikleriyle, “memleketi sen mi kurtaracaksın” dayatmalarıyla, küfrün-bireyciliğin-karamsarlığın-dildeki bozulmanın had safhada olduğu “çok satanlarıyla”, uyuşturucu duyarı kasmamayı öğütleyen sosyal medya fenomenleriyle yoz bir kültür yaratılmaktadır. İşte bu kültürün sonucunda; uyuşturucu kullanımı başkaldırının ve isyanın bir biçimi olarak moda haline gelebilmekte, sahte mutluluklar ve özgürlük yanılsamaları yaşanabilmektedir. Cumhuriyet Kadınları Derneği bütün bunları göz önünde bulundurarak; uyuşturucu ile mücadeleye geniş bir çerçeveden yaklaşmakta ve sorunun köküne inmekte, bataklığı kurutmayı hedeflemektedir.” Dedi.
“AİLEYİ YALNIZ BIRAKMAYALIM ÇOCUK VE GENÇLERİMİZE YAŞAM BECERİLERİ KAZANDIRACAK ÇALIŞMALAR YAPMALIYIZ”
Katılımcılara, ‘dünyanın, toplumun, ailenin e gençlerin en önemli sorunu nedir?’ diye sorarak konferansına başlayan Sima Sunder, uyuşturucu ile mücadelede aileye inilmesi gerektiği mesajını vererek, “Eksiğimiz; aileyi yalnız bırakıyoruz ya da aile bildiği gibi çocuk büyütüyor. Halbuki her ilçede her ilde hizmet etmeye hazır yetkili var. Öğretmenlerimiz ve okul aile birliklerimiz var. Uyuşturucu sorunu çok yakınımızda. Uyuşturucu kullanımı ilkokula kadar düşmüş durumda. Hayatımızda yemek ve bir şey satın almak konusunda en fazla uyarıldığımız dönemi yaşıyoruz. Çocuklarımıza ve gençlerimize yaşam becerileri kazandıracak çalışmalar yapılması gerekli. Bunları öğretmenler aracılığıyla kazandıracağız. Bu ders değil bir eğitim. Düşünme ve öğrenme becerileri ile akademik zorlukları karşılama becerisi kazandırılması şart” dedi. Sima Sunder, uyuşturucu ile mücadelenin tek başına değil toplum olarak birlikte olması gerektiğine dikkat çekti.
