“KÜLTÜR VARLIKLARININ GÜNCEL VE SİSTEMATİK TESCİL VE TESPİTİ GEREKLİ “

Nilgün KAYA

‘Ayvalık Tarihi Üzerine Notlar’ konferans dizisinin 5’ncisinde, Dr. Öğretim üyesi Murat Özgen,  ‘Prehistoryasından bugüne Körfez ve Ayvalık’ konusunu ele aldı. Ayvalık’ta hala tescili yapılmamış çok sayıda kültür varlığı olduğuna dikkat çeken Özgen, “Bunların güncel ve sistematik olarak tescil ve tespiti gerekiyor” dedi.

Kuzey Ege Arkeoloji Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (KEAM) başkanı Dr. Öğretim üyesi Murat Özgen, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi başta olmak üzere farklı üniversitelerin ilgili branşlarının da katılımıyla, Adramytteion (Ören) Antik Kenti ve etki alanı olan Edremit Körfezi’nin (Edremit – Havran – Burhaniye – Gömeç – Ayvalık İlçeleri) sahip olduğu kültür varlıkları üzerine devam ettirilmekte olan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Merkez müdürü ve çalışma başkanı Özgen “Ayvalık’taki yüzey araştırmalarında, Alibey Adası üzerindeki M.Ö. 6.-5. yy.’larda Arkaik ve Klasik dönemlerden başlayan ve adanın Dolap Adası’na bakan burun üzerinde sürekli bir tabakalaşma sunan antik yerleşim başta olmak üzere  Sarımsaklı ve Hakkıbey Yarımadaları ile Adalar üzerinde birçoğu 18. ve 19. yy. Osmanlı Rum mimarisinin örneklerini sunan, kilise, şapel ve manastır yapılarında tespit ve belgeleme çalışmaları gerçekleştirilmişti. Çamoba Mahallesi Asartepe üzerinde belgelenen M.Ö. 4. yy kale yerleşimi, Maden Ada üzerinde aynı döneme tarihlenen ve devşirilerek Cenevizlerin bölgede etkin olduğu 13-14 yy.’larda kullanım gören ve tüm Ayvalık Adaları’na hâkim Kule yapısı, Çıplak Ada’da tespit edilen ve Adalar’da Erken Bizans Dönemi’ne tarihlenen tekil örnek durumundaki Bazilika ise Ayvalık ayağında ağırlık verilen araştırma ve tespitler oldu. Arkeoloji metodolojisi ile belgelemeyi yapıyoruz. Tüm kültür ürünlerinin envanteri olsun diyoruz. Bölgedeki tespit ve belgeleme çalışmaları ile bilinen ve bilinmeyen tüm kültür varlıklarını sistematik olarak güncel bir formatta kayda geçirirken, Türkiye ve dünya kültür mirasının bir parçası olarak bölgenin kültür mirasının gelecek nesillere aktarılmasının ana zeminini oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

“ÇOK SAYIDA KÜLTÜR VARLIĞININ TESCİLİ HENÜZ YOK”

Yüzey buluntuları oldukça verimli olan Çamoba Asartepe’de pişmiş topraktan Kibele heykeli bulunduğunu ve 3 yıl önce başvurusu yapılan tescil işleminin yakında tamamlanacağını açıklayan Özgen, “Çıplak Ada’da 8.yy tarihlenen şapel var. Erozyon sonucu denize doğru kaymış. Aya Paraskevi Manastırı, Ayos Konstantinos şapeli bunların hiçbirinin tescili yok. Bazılarına şaşıyoruz niye tescili yok diye. Ayvalık üzerindeki araştırmamızı tamamlayıp tescil işlemlerini gerçekleştirmesi için Ayvalık Belediyesi’ne teslim etmeyi düşünüyoruz. Bunların öncelikle güncel ve sistematik olarak tescil ve tespiti gerekiyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Adaylığına hazırlanmakta olan Ayvalık bölgesi için de başvuru kriterlerini destekleyen altlık sağlamasına faydalı olacak. Olması gereken, eldeki kültürel varlıkların güncel bir sistematiğinin hazırlanması. İyi ki burada çalışan bir ekip var. Bugün biziz, yarın bir başkası. Bize soruyorlar; siz kime hizmet ediyorsunuz?  Bunlar bizim. Kültür ürünlerinin birincil sahibi bizleriz. Bu toprak üzerinde ne varsa ilgileniyoruz geleceğe iletmek için” dedi.

Ayvalık’ın geç Osmanlı dönemi Rum sivil mimarisi kapsamında zengin bir mirasa sahip olduğunu kaydeden Özgen, “Yörede ana yerleşim merkezlerinin dış kesimlerinde kalan bölgelerde toplam 10 manastır, 61 şapel ve 2 de mezarlık şapelinin bulunduğundan söz edilmekte.  Kaynaklarda mevcut 8 manastır, 9 şapel ve 2 de mezarlık şapeli güncel halleriyle incelenmiş ve belgelenmiştir. Bunlardan ancak 7 manastır ve 4 şapel tescilli durumdadır. Kayıp 2 manastır ile 14 şapel veya muhtemel şapel kalıntısının da çeşitli kaynaklardan aktarılan bilgiler ve yer tarifleri doğrultusunda ilk keşif ve belgelemesi gerçekleştirilmiştir. Geriye kalan yapıların 2019 itibariyle henüz izlerine rastlanmamış olup çalışmalar ilerleyen dönemlerde devam ettirilecektir.

“CUNDA ADASI ÂŞIKLAR TEPESİNDEKİ YEL DEĞİRMENİ ASLINDA CENEVİZ ATIŞ KULESİ”

ÇYDD Eğitim Evi’nde, 23 Ağustos Cuma günü düzenlenen konferansta, Ceneviz kültür mirası üzerine doktora yapmış olan Dr. Sercan Sağlam da, Büyük Maden Adası’nın gerek Piri Reis gerekse Portalan metinlerinde  ‘San’t Anania’ olarak anılan bir liman kenti olduğuna işaret edildiğini, ‘3 adalı, bir kulesi var ve iyi deniz’ olarak tarif edilen liman kentinde kuleden bahsedildiğini belirtti. Ayvalık’la ilgili ilginç bir anekdotu anlatarak konuşmasına başlayan Sağlam, “Ayvalık yöresindeki bir Ceneviz kulesi iddiasından söz etmek isterim. Dragos adlı Cundalı bir yerel araştırmacının 4 ciltlik kitabı var. Yaşadığı dönemi aktaran tarihçi bir yazar. Cunda Adası’ndaki Âşıklar Tepesi üzerinde bulunan şapel bitişiğinde bulunan ve kule olarak tanınan yapının atış kulesi olduğunu aktarıyor yerel söylence olarak. Büyük Maden adasını görmeyen bu kule sahipleri tarafından 1828’de yıktırılmış ve yerine bir yel değirmeni yapılmıştır. Bildiğiniz üzere yel değirmeni aslında temel düzeyinde koruna gelmişti ve yakın zamanda rekonstrüksüyonu yapılmıştı.  Burada hem tarih biliminin hem arkeoloji biliminin önemine değiniliyor. Acaba bu söylence biliniyor muydu onun restorasyonu yapıldığında, ya da doğruluğunu belirlemek için önce araştırılma yapıldı mı kalıntıları etrafında? Yoksa apar topar yapılıp etrafı çay bahçesine mi dönüştürüldü?” diye sordu.

 

Burhaniye Gömeç ve Ayvalık İlçelerinde yüzey tespit ve araştırmaları, Reşitköy Barajı ve Sulaması projesi kapsamında, barajdan etkilenir alandaki kültür varlıkları üzerine tespit ve detaylı çalışmalar yapan ekip, Ayvalık ve adalardaki belgeleme ve tespit çalışmalarına da devam ediyor.