AYVALIK’IN TARİHİ BACALARI ANLATILDI

Nilgün KAYA

Tarihi zeytinyağı fabrikası Kırlangıç’ı yaşam merkezine dönüştürecek olan Ayvalık Belediyesi, ilçe siluetinin dikkat çeken, endüstriyel mirasın tamamlayıcı unsuru fabrika bacalarını düzenlediği etkinlikle gündeme getirdi.

Endüstriyel Peyzajı olarak UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Ayvalık’ta, endüstri mirası olan zeytin fabrikalarının, kent kimliğine anlam katan yüksek bacaları üzerine bir etkinlik düzenlendi.

“AYVALIK ZEYTİNE DAYALI ENDÜSRİDE ÖNCÜ BİR KENT”

Ayvalık’ın 19. y.y.’ da zeytine dayalı endüstrinin (zeytinyağı ve sabun) Anadolu’nun batısında geliştirildiği öncü bir kent olduğunu kaydeden Belediye Başkanı Rahmi Gençer, “Ayvalık’ta UNESCO Süreci ile ilgili güzel bir toplantı yapıldı, bacaların tespiti için. Geçmişte Ayvalık 20’nin üzerinde zeytinyağı fabrikası, 30’un üzerinde sabunhane olan bir kent. Bunların birçoğunun binası halen ayakta duruyor, bacaların bir kısmı da ayakta duruyor. Şimdi kaybettiğimiz ve elimize olan Ayvalık’ın siluetine çok güzel bir peyzaj yaratan bacalarla ilgili envanteri yapılıyor. Bu Ayvalık için önemli. UNESCO Dünya Mirası yolunda büyük bir adımı başarıyla geçtik. UNESCO sürecimiz devam ediyor. Bu toplantılarımız sık sık yapılacak. Ayvalık doğru yolda devam ediyor. Ayvalık geçmiş mirasına sahip çıkıyor, korumacılık adına ülkenin birçok yerine örnek oluyor. Ulusal kültür varlığımız Ayvalık’ımızın dünya mirası alanı olarak kabulü aşamasında gerekli çalışmalara devam edeceğiz” dedi.

Ayvalık Belediyesi ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (ICOMOS ) ile kar amacı gütmeyen kuruluşlar arasındaki iletişimi ve işbirliğini destekleyen ‘Endüstriyel ve Teknik Miras Derneklerinin Avrupa Federasyonu (EFAİTH) işbirliği ile düzenlenen etkinlik, 30 Mayıs tarihinde gerçekleştirildi. ‘Ayvalık Bacaları: Bacalarla deja vu’ adlı etkinlik, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Fahamet-Ali Kemal Sabuncugil Eğitim Evi’nde saat 11.00’de başladı.

MAYIS AYI TEMASI ‘BACALAR’

UNESCO İÇİN Kültürel miras konusunda danışma birimi olarak görev üstlenen ICOMOS Türkiye’nin yönetim kurulu üyelerinden Prof. Dr. Neriman Şahin Güçhan, EFAİTH tarafından Mayıs ayının ‘Bacalar’ temasına ayrıldığını ve Ayvalık’ta düzenlenen bu etkinliğin dünya çapında duyurulduğunu ve ilgi gördüğünü ifade etti.

“UNESCO İÇİN ÖZGÜNLÜK VE BÜTÜNSELLİK GEREK BU DA AYVALIK’TA VAR”

Bacalara odaklanma amacının bacaların endüstri mirasının kentlerdeki sembolü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güçhan, “Bu etkinlikle kentin sembolü olan bu mimari elemanların bugünkü kondisyonlarına ilişkin ön tespit yapmak istiyoruz” dedi. UNESCO Dünya Mirasına girmek için özgünlük ve bütünsellik gerektiğini kaydeden Güçhan, UNESCO Dünya Mirası geçici listesine giren Ayvalık’ın bu açıdan başarılı bir kent olduğunu söyledi.

“AYVALIK DÜNYA MİRAS LİSTESİNE ‘ENDÜSTRİYEL PEYZAJ’ İLE GİREN TEK YER OLABİLİR”

Ayvalık’ı ‘Endüstriyel alan’ değil de ‘Endüstriyel peyzaj’ olarak UNESCO’ya başvurulduğu  “Ayvalık’ı farklı kılan ve mimarisi ile öne çıkaran özelliğinin ne olduğu önemliydi çünkü dünya miras olmaya adaysanız sizi diğerlerinden farklı kılan bir özelliğiniz olması lazım. 10 kriterden en az birini sağlıyor olmanız, üstün evrensel değer olduğunuz iddiasında olmanız gerekiyor. Ayvalık’ı en özel kılan şey aslında 19. Yüzyılda zeytine dayalı endüstri üretmiş, bunun ticari başkentliğini yapmış ve bu alanda ciddi bir kapasite oluşturmuş.  Bu endüstriyel mimarinin zeytin ağaçlarıyla birlikte olması bütünsellik oluşturuyor. Burada ikisinin bir arada olması Ayvalık’ı endüstriyel peyzaj yapan unsurlar. Ayvalık kalıcı listeye girerse, Endüstriyel peyzaj olarak UNESCO Dünya Mirası olan ilk yer olacak” dedi.

FABRİKALAR VE BACALARIN ÖYKÜLERİ ANLATILDI

UNESCO Dünya Mirası ve Alan Yönetimi birim sorumlusu Yalın Tüzmen, Ayvalık Belediyesi mimarlarından Şenay Karabulut, bacalarla bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından ilçe merkezindeki Kantarcı, Kaptan, Zarbalı, Süner ve Ertem ailelerine ait eski fabrikalar ziyaret edilerek fabrika bacaları incelendi. Fabrika sahipleri eski Ticaret Odası Başkanı İbrahim Kantarcı, Yusuf Kaptan, Gülden Sarıbaş, Servet Ertem, Mustafa ve Fatma Kürşat fabrikalarının kuruluş öyküleri, geçmişi ve bugününü ele alan yaşanmışlıklar üzerinden anlattı.