TÜRK MEDENİ KANUNU KABULÜNÜN 92. YILDÖNÜMÜ

Nilgün KAYA

Türk Medeni  Kanununun 92.yıldönümünü nedeniyle Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği (KASAİD) Şubesince yapılan açıklamada, ‘Biz Türk kadınları olarak, Atatürk’ün getirdiği, bize kişiliğimizi ve onurumuzu armağan eden, haklarımızı veren, Türk Medeni Kanununun temel ilkelerini koruyacak ve bunlardan asla ödün vermeyeceğiz’ denildi.

Paşa Limanı’nda 21 Şubat Çarşamba günü düzenlenen toplantıda pasta kesildi. Ayvalık Belediye Başkanı Rami Gençer, KASAİD Şube Başkanı Filiz Karayelli, KASAİD Yönetim Kurulu üyeleri Aysel Güngör, Songül Afacan, Gürsel Koyuncu, Güher Eren ve Fahriye Çamur’un yanı sıra yaklaşık 100 kişinin katıldığı toplantıda, Afrin’de şehit düşen askerler rahmetle anıldı, Mehmetçiğe başarılar dilendi.

Kadın haklarının yüzyıllardır sadece ülkemizde değil, dünyada evrensel bir sorun olarak yer aldığını söyleyen KASAİD Ayvalık Şube Başkanı Karayelli,  “Kadınlar hep ikinci plânda kalmıştır. Kadın problemi, erkeklerin kadınlar hakkındaki aşağılayıcı görüş ve anlayışından doğmuştur. Osmanlı imparatorluğunda kadının alınıp satıldığı pazarlar mevcuttu. 1848’de yabancı devletlerin baskısı ile kölelik resmen kaldırıldı ama gizli olarak köle alım satımı devam etti. Ayrıca yapılan nüfus sayımlarında yıllarca sayıma erkek nüfus dahil edilmiş, kadınlar ise yok sayılmıştır. Çok eşlilik kurumu ise şeriatça onaylanmıştı. Evlenme konusunda kadının isteği söz konusu değildi. Boşanma da erkeğin iradesi ile olurdu. Mirasta ve şahitlikte kadının iradesi ve ifadesi erkeğin yarısı kadardı. Yani mirasta erkek çocuk 2 katı pay alır ve mahkemelerde iki kadının şahitliği bir erkeğe denk sayılırdı. Kadın peçe ve çarşafla örtünmekte, kafes hayatı yaşamaktaydı. Eğitim hayatı sınırlıydı. Ekonomik alanda çalışma özgürlüğü yoktu. Ülkemizde kadın problemimizi ilk kez tam olarak ele alan ve bu konuda köklü değişiklikler yapan Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Ona göre kadın hakları tanınmadıkça Türk ulusunun sosyal hakları gerçekleşemezdi. Gazi, ulusal bağımsızlık savaşında bütün varlıklarını ortaya koyan kadınların, sosyal hayatta hak ettiği yeri ve görevi almasının zamanı geldiğine inanıyordu. 1923’te Mustafa Kemal kadının önemini vurgulayan konuşmalar yaparak kadınların erkeklerle aynı seviyede olmasını, kalkınmanın kadın erkek birlikte güçlerini koyarak gerçekleşeceğini vurgulamıştır. Mustafa Kemal birinci plânda kadının haklarını ortaya koyacak olan Türk Medeni Kanunu üzerinde durmaktaydı. 1924’te 26 hukukçudan oluşan komisyon İsviçre Medeni Kanunu’nun Türk gereksinimlerine göre uygulanması amacıyla çalışmaya başladı. 17 Şubat 1926 da 937 maddelik yasa TBMM de kabul edildi ve 4 Ekim 1926 da yürürlüğe girdi. Türk Medeni Kanunu kadınlar için milattır.1924 Anayasası’nın getirdiği hür ve demokratik yapının doğal bir sonucu ve onu tamamlayıcı bu kanun ile kadınlar önemli haklar elde etmiştir. Birden fazla kadınla evlenmek kalkmış ve resmi nikâh zorunluluğu getirilmiştir. Kadınlar evlenme ve boşanmada söz sahibi olmuşlardır. Kızlar çeşitli kurumlarda görev almaya başlamışlar ve istedikleri mesleğe girme hakkı ve miras konusunda erkeklerle eşit haklara sahip olmuşlardır. Mahkemede tanıklık yapma ve boşanmada da eşitlik sağlanmıştır. Türk kadını, Medeni Kanunun kabulüyle ekonomik, sosyal ve hukuksal alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmuş, ancak siyasi ve demokratik alanda kadın erkek eşitliği 1930 da belediye seçimlerinde oy verme ve seçilme, 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilerek sağlanmıştır. Türk Medeni Kanunu, Atatürk devrimlerinin temeli, dinsel hukuk düzeninden laik hukuk düzenine geçişin belgesi, bir hukuk ve uygarlık anıtı olarak kabul edilmektedir. Biz Türk kadınları olarak, Atatürk’ün getirdiği, bize kişiliğimizi ve onurumuzu armağan eden, haklarımızı veren, Türk Medeni Kanununun temel ilkelerini koruyacak ve bunlardan asla ödün vermeyeceğiz” dedi.