VALİDEN KAMU KURUMLARINA MESAJ; “TOPU BAŞKASINA ATMAYALIM ”

Nilgün KAYA

Ayvalık’ta başlatılan ‘Kitaptan kanatlar’ projesi açılış törenine katılan Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, tüm kurumlardan projeye destek isterken kamu kurum ve kuruluşlarına da projeye atıfta bulunarak mesaj verdi, “Benim üzerime vazife değil demeyelim, başkasına atmayalım topu”

Proje açılış konuşmasında, herkesin çorbada tuzu olmasını isteyen ve ‘Benim üzerime vazife değil’ düşüncesinin artık değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, başta il geneli olmak üzere ülkedeki kamu kurumlarına mesaj veren bir konuşma yaptı. Ülke için tüm kurumların destek vermesi gerektiğini söyleyen Vali Yazıcı, “İlçe Tarım Müdürlüğünde çalışan arkadaşım da yardımcı olacak.‘Ben ziraat mühendisiyim benim işim farklı’ hay hay ama bu Ayvalık sokaklarında yaşamaya devam ederken seninle beraber komşuluk yapacak insana eğer küçücük bir katkın olabilecekse bunu neden esirgiyorsun. Hepimizin vakti vardır. Gençlerimiz ve çocuklarımızla ilgilenelim. Başkasına sorumluluğu atmadan, ben ne yapabilirim noktasında hareket edilmesi gerekiyor” dedi.

“ŞAHSİ KONULARDA ENGELLERİ KALDIRIYORUZ KAMUDA GÖREV YAPARKEN NEDEN BÖYLE?”

Vali Yazıcı, “Kamuda şu hiç beğenmediğimiz, hep şikâyetçi olduğumuz ama uygulamada da çok iyi yaptığımız bir hasletimiz var. ‘Efendim şunlar olursa yaparım’. On tane madde saydın, ön şart koydun. Birini a bakanlığı yapacak, birini b bakanlığı,  öbürünü c kurumu. 10 şart sıraladın 9’u oldu biri olmadı. Ne yapacağız?  Senin gönlün yoksa zaten olmaz. Bunun yerine şunu yapalım; ‘Ben ne yapabilirim?’ biz, kendi yapabileceklerimizi konuşalım, tartışalım. Eksiklerimizi biliyoruz ama Balıkesir olarak bizim gücümüz neye yetiyorsa, hukuki, maddi anlamda, insan gücü anlamında neye yetiyorsa ona karar verelim, onu yapalım. Başkasına atmayalım topu. Şahsi konularda bütün engelleri kaldırıyoruz ama kamu da görev yaparken niye böyle oluyor? Herkes bir başkasının işleri yapmasını bekliyor. Kamu Kurumları arasında görev bölümü var, görev tanımı belli mevzuatımız bunu belirlemiş. Şu kurum şu işe bakar. Bir örnek vereceğim; ayıp, üzücü, yakışık değil. Geçen yıl, 22 saat İzmir yolu Susurlukta kapanmış. Binlerce insan mağdur olmuş. Hangi devirdeyiz? 2016 yılında 22 saat yol kapalı. İzmir Türkiye’nin 3. Büyük şehri. Balıkesir’e de ulaşım sıkıntıda. Toplantı yaptık benim başkanlığımda. Kurumlar şöyle anlatıyor; ‘Karayollarının sorumluluğunda. Şunu yapmadı’ ben bilmiyorum ya, ben öyle bir yerlerden gelmiş bir adamım. ‘Dedim ki mağdur olan benim insanım. İster karayolları ister devlet su işleri sorumluluğunda olsun. İnsanlar yollarda perişan oldu. Bu yıl benim insanım mağdur olmayacak. Kimin sorumlu olduğunun önemi yok. Karayolları sorumlu, açamadı, Peki,  DSİ, yatırımcı kuruluşlarımız,  makine gücü olan kuruluşlar siz neyi beklediniz dedim. ‘Bize bir şey söylenmedi’. Yol kapandığında, insanlar mağdur olduğunda söylense ne söylenmese ne. Sen aradın mı Orman teşkilatı bir sürü iş makinen var. Ben ne yapabilirim diye gittin mi? Herkesin görev tanımı ayrı olabilir ama bizim klasiğimiz ‘bize yazılmadı, söylenmedi, ne bileyim ben’ oluyor. Orman yanıyor, niçin gitmedin diyorum DSİ’ye ‘haberim yok’ deniyor,  nasıl yok sosyal medyada bile dakikasına haber oluyor. Yanan ağaç Orman Müdürlüğünün ağacı mı, kimin ormanı yanıyor. ‘Efendim Orman Bölge Müdürlüğünün sorumluluğu’. İyi yansın gitsin orman. Herkesin kendini sorumlu kabul edip, ‘ben ne yapabilirim’ diye bakması lazım” dedi.